İkinci Hakikat: Sıfat-ı kelâmdan gelen tekel-lüm-ü İlâhîdir.
-1- âye-tinin sırrıyla, kelâm-ı İlâhî nihayetsizdir. Bir zâtın vücudunu bildiren en zâhir alâmet, konuş-masıdır. Demek bu hakikat, nihayetsiz bir suret-te Mütekellim-i Ezelînin mevcudiyetine ve vahde-tine şehadet eder.
Bu hakikatın iki kuvvetli şehadeti, bu risalenin On Dördüncü ve On Beşinci Mertebelerinde beyan edilen vahiyler ve ilhamlar cihetiyle; ve geniş bir şehadeti dahi, Onuncu Mertebesinde işaret edilen kütüb-ü mukaddese-i semâviye cihetiyle, ve çok parlak ve câmi bir diğer şehadeti dahi On Yedinci Mertebesinde Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyan ci-hetiyle geldiğinden, bu hakikatın beyan ve şe-hadetini o mertebelere havale edip, o hakikati mucizâne ilân eden ve şehadetini sair hakikatle-rin şehadetleriyle beraber ifade eden
-2- âyet-i muazzamanın envârı ve esrarı bizim bu yolcuya kâfi ve vâfi gelmiş ki, daha ileri gide-memiş.
İşte, bu yolcunun bu makam-ı kudsîden aldığı dersin kısa bir meâline bir işaret olarak, Birinci Makamın On Dokuzuncu Mertebesinde,
-3-
1 De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için bütün deniz-ler mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden o deniz-ler tükenirdi." Kehf Sûresi, 18:109.
2 Bütün kâinatı adâletle tedbir ve idare etmekte olan Allah, Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh bulunma-dığını ap açık delillerle bildirdi. Buna melekler ve ilim sahipleri de şâhitlik ettiler. Ondan başka ilâh yoktur; Onun kudreti herşeye galiptir ve Onun her işi hikmet iledir." âl-i İmrân Sûresi, 3:18
3 Allah’tan başka ilâh yoktur. O öyle bir Vâcibü’l-Vücud ve Vâhid-i Ehaddir ki, bütün güzel isimler, bütün yüce sıfatlar ve en yüce vasıflar Ona aittir. İrade ve kudretle icad ve halk ve sun’ ve ibdâ’ fiillerini, ihtiyar ve hikmetle takdir ve tasvir ve tedbir ve tedvir fiillerini, kasd ve rahmetle ve kemâl-i intizam ve muvazene ile tasrif ve tanzim ve muhafaza ve idare ve iaşe fiillerini tazammun eden faaliyet-i müstevliyenin devamı içinde görünen tezahür-ü rububiyet ve onun içinde görünen tebarüz-ü ulûhiyet hakikatinin azametinin şehadetiyle; ve "Bütün kâinatı adaletle tedbir ve idare etmekte olan Allah, Ondan başka ilâh bulunmadığını ap açık delil-lerle bildirdi. Buna melekler ve ilim sahipleri de şa-hitlik ettiler. Ondan başka ilâh yoktur; Onun kudreti herşeye galiptir ve hikmeti herşeyi kuşatır" (âl-i İm-rân Sûresi, 3:18.) meâlindeki âyet-i kerimenin hakikat-i esrarının azamet-i ihatasının şehadetiyle; bütün kudsî ve muhît sıfatlarının ve kâinatta tecellî eden bütün Esmâ-i Hüsnâsının icmâı ve kâinatta tasarruf eden bütün şuunat ve ef’âlinin ittifakı, Onun vahdet içindeki vü-cub-u vücuduna delâlet eder.