Barla Lâhikası İkinci Zeyl

Risalelerin yüksekliğine ve güzelliğine ve lâtifliğine âciz lisanımla, kısa aklımla zayıf idrakimle hayrette kaldığım şöyle dursun, bilâkayd her okuyanı bizzarure tahsine sevk ediyor. Cenab-ı Hakka ne kadar hamd eylesem, şükreylesem, bu lütufların hakkını ödeyemem.
Hüsrev
• • •
Şu fıkra Küçük Hafız Zühdü’nündür.
Nur bahçesinin nurlu meyvelerinden iki tanesini daha koparmaya muvaffak oldum. Bu meyvelerin muhtevî bulunduğu lezzeti, kasır lisanımla şimdi ifade edebilmekten çok âciz bulunuyorum. Nebiyy-i Âhirüzzaman Aleyhi Ekmelüssalâtü Vesselâmın huzur-u saâdetine ve pâk, lâtif sohbet-i Nebeviyeleriyle müşerref olmak zevkini idrak ettiren bu kıymettar On Dokuzuncu Mektubu mütalâa etmekten bir türlü doyamıyorum. Bilcümle Risaletü’n-Nur’un takdir ve tevkîri hususunda söz söyleyebilmekten kalemim âciz ve nâkıstır. Cenab-ı Vâhibü’l-Atâyâdan dilerim ki, Nur bahçelerinin meyvelerinin hepsinden tatmaya arkadaşlarım gibi âcizlerini de muvaffak kılsın.
Hâfız Zühdü
• • •
Bir Nur talebesinin fıkrasıdır.
Bugün o yüksek kitabın ikmaline muvaffak oldum. Miracın ikmal ve mütalâasından mütevellid sürur ve saâdetimi tariften kalemim dûçâr-ı acz oluyor. Mütalâadan doğan duygularımı hülâsaten ve bir cümleyle arz edeceğim:
Miracın mütalâasında hayatın felâket girdaplarını ve saâdet-i ebediyeye giden mânevî deryanın selâmet yollarını gösteren kalb dolusu bir nur ve ziya buldum. Evet, her temsilâtta ispat edilen pek çok hakikatler ve bugün tahatturu ve tahayyülü bile ruhumuzu doldurup taşırmaya kâfi gelen Asr-ı Saâdet ve harikalar devri gözümün önünde hayatlandı; fikirden fikre, hayretten hayrete düştüm.
Miraç kitabı, felsefe düşkünü muterizlerin felsefesini her zaman için iflâs ve sukut ettirmek kuvvetine mâlik bir eserdir. Miraç kitabı, başlı başına, asıllardaki hakikatleri i’zam edilmeden ve bîtarafâne bir tefekkürün bile göreceği ve kabul edeceği bir nazarla ispat eden ve kapalı kalmış noktaları ehl-i imana makul ve mantıkî fikirlerle izhar eden bir kitab-ı tarihtir.
Gaflete dalmış ve dalâletin mağlûbu ve bir tutam aklıyla kendisine bir mümtaz mevki vermek isteyen filozoflar, Miraç gibi bir şâheser karşısında apoletleri sökülmüş, bütün şöhret ve