Barla Lâhikası Isparta Cumhuriyet Müdde-i Umumiliğine

baksaydım, bu hayretten kurtulacaktım. Bu hadiseye hem ben, hem hazır olan Şamlı Hafız ve hadiseyi anlayan o kadın ve başkaları hayret ettik.
Said Nursî
• • •
Kalben rahatsızlığım dolayısıyla, Kurban Bayramına kadar Süleyman Efendi, Şamlı Hafız Tevfik, Abdullah Çavuş ve Mustafa Çavuş’tan başka kimseyi kabul etmiyorum. Affedersiniz, gücenmeyiniz.
Said Nursî
• • •
Isparta Cumhuriyet Müdde-i Umumîliğine
Dokuz senedir, beni bu memlekette sebepsiz olarak ikamete memur ettiler. Hariçle ihtilâttan men olduğum için çalışamadım, perişan bu gurbette kimsesiz kaldım. On üç seneden beri, beni bu vilâyette tanıyanların tasdikleri tahtında, siyasetle hiçbir cihetle alâkam kalmadığına delilim şudur ki:
On üç seneden beri bir gazeteyi okumadığımı ve dinlemediğimi, sekiz sene oturduğum Barla halkıyla işhad ediyorum. On üç sene, bu zamanda siyasetin lisanı olan gazeteyi dinlemeyen, işitmeyen, istemeyen bir adamın siyasetle alâkası olmadığı ve sekiz aydan beri merkez-i vilâyette bütün buradaki benimle temas edenlerin şehadetleriyle, siyasete taallûk eden hiçbir meseleye temas etmediğimi gösterebilirim.
Bu halimle beraber, bu senenin Kurban Bayramında, fıtraten sohbetten hoşlanmadığım için, hiç kimseyi kabul etmediğimi gösterir bir-iki satırlık yazıyla kapımda yazdığım ve hiçbir kimse de gelmediği halde, bu mübarek bayramın dört gününde bir polis bulundurulmak suretiyle, benim gibi garip, ihtiyar, hastalıklı bir adama şüphe isnat ederek tarassut ettirmek ve hareket-i şahsiyemi bilâsebep taht-ı nezarette bulundurmakla verilen tazyik ve sıkıntı kâfi gelmiyormuş gibi, bu senenin Nisan’ının dördüncü günü, kış münasebetiyle ve mütemadiyen harekâtımın takip ve tarassut edilmesinden dolayı harice çıkmadığımdan sıkılmıştım.
İşte o günü, altı aylık ıztırabımı tahfif etmek ve biraz teneffüs ve rahatsızlığımı izale etmek için, havanın güzelliğinden istifade ederek gezmeye gitmiştim. Avdetimle, bir komiserle iki polis ikamet ettiğim evimin kapısında ve bir komiserle iki polis de bahçenin dışarısında bulunuyorlardı. İçeriye girdim, komiser ve iki polis beni takip ettiler. Odama çıktım, onlar da arkamda idiler. Benimle beraber girdiler, taharriye başladılar.
Dokuz seneden beri ihtilâttan bilâsebep men edildiğimden, mesleğim itibarıyla Kur’ân ve imanla hasr-ı iştigal etmiştim. Ve onun neticesi olarak yazdırdığım eserlerden,
Birisi, Kur’ân-ı Hakîmdeki iki bin sekiz yüz küsur Lâfza-i Celâlin bir sırr-ı kerametini ve bir nakş-ı i’câzını gösterecek, en müstesna bir hatla yazılmış gayetle kıymettar yirmiden fazla Kur’ân-ı Kerîm cüzlerini;
2. Beka-i ruh ve melâike ve haşrin hakkaniyetine dair Yirmi Dokuzuncu