Barla Lâhikası Yirmi Yedinci Mektubun Üçüncü Kısmı Ve Üçüncü Zeylinin Nihayetidir

Âsım Beyin fıkrasıdır.
Bu Risale Fihristesi, hakikaten menba-ı nur ve mecma-i hakikattır. Elhak nur fihristeleridir. Şöyle söyleyebilirim ki: Otuz üç Söz, otuz üç Mektubun herbiri, feyezanda olan birer menba-ı nur-u hakikat ve gülistan-ı bâğ-ı cinandır. Binaenaleyh bu müteaddit güller bağının herbirisinden müteaddit güller koparıp, dört kısım üzerine güller demeti yapılmış gibi vücuda getirilmiş bir eser-i cihan-kıymet olduğuna kanaat ettim. Bu Fihristeleri okumak, herhalde ve behemehâl Söz ve Mektuplar risale-i şerifenizi görmek, okumak, yazmak için insanı iştiyak ve gayrete sevk ediyor ve şiddetli kamçılıyor. Fakirce noksan olan risale-i şerifelerin hangisini evvelâ yazayım? Çünkü, herbiri birbirleriyle nur ve hakikat müsabakasına çıkmış diye, mütelâşî ve heyecanlı bir vaziyetteyim. İnşaallah, dua-yı Üstadâneleriyle, kâffesini yazarım. Şurasını da arz etmek isterim ki: Sabri Efendi kardeşimin ilhâhı ve zat-ı Üstadânelerinin ilhamıyla Fihristelerin telifi, çok musîb ve hayırlı, hem hadsiz hakikatlere anahtar olmuştur.
Cenab-ı Hak, sevgili Üstadımızı âfiyette dâim, ömürlerine bereket ve herbir umûrunda muvaffakiyet ihsan buyursun da, pek çok zamanlar başımızda tâc-ı zafer olarak taşıyalım ve hizmet-i Kur’ân’da çalışalım, yorulalım, yol alalım. Ve cümle mü’minîn de istifade etsin ve ehl-i bid’a ve mülhidlerin de başları yere gelsin.
Talebeniz Âsım (r.h.)
• • •
Kuleönü’nden Sarıbıçak Mübarek Mustafa’nın kardeşi Küçük Ali’nin fıkrasıdır.
(Bulunduğumuz asrın yaralarından, mânevî doktora muhtaç bir gencin fıkrasıdır.)
Aziz, şefkatli, muhterem Üstadım,
Bulunduğumuz asır, mânevî seferberlik (harp) zamanı olduğundan, vücudumdaki yaralara baktıkça, yaralar git gide daha fazlalaşmakta iken, birgün işittim ki, "Sağdan sola geçiniz" diye ilân ediyorlar. Ve otuz iki harfin birkaç adedini kaybedip ilân edince öyle bir yara daha açıldı ki, evvelki yaraları unutturdu. Nasıl ki, nass-ı Kur’ân’da,
Ashâb-ı Kehf efendilerimiz beş veya sekiz delikanlı, asrımızdaki tahammül edilmeyen fenalık gibi o asırda fenalıktan, fitneden kaçarak mağaraya iltica ettiler. Sebebi ise, din-i hak üzere bulunan ehl-i imanı, zamanlarının padişahı olan Dakyanus, putperestliğe dâvet edip, kabul edenleri

"O gençler mağaraya sığındıklarında, ’Ey Rabbimiz,’ demişlerdi. ’Bize yüce katından bir rahmet ver ve işimizde, Senin rızana erişmek için muvaffakiyet nasip et." Kehf Sûresi, 18:10.