Şimdi amcacığım ve büyük üstadım,
Habîs olan nefsimle mücadele edebilmek ve onun hevâî ve bilâhare elem verici olan arzularını yapmamak ve dinlememek için teehhül etmek mecburiyetinde kaldım ve şimdi artık her cihetle Cenab-ı Hakkın lütuf ve keremiyle rahatım. Kimsenin dediğini, şer ise duymamazlığa gelir ve kimseyle, fenâ hasletleri kapmamak için ihtilât etmemekteyim. Dairede müddet-i mesâiden hariç zamanlarımı kendi evimde Cenab-ı Hakkın şükrüyle geçiriyorum. Bundan başka, ey amca, sizden sonra şimdiye kadar en çok beni ikaz ve fenâ şeylerden men eden, üstad-ı âzam ve mürşidim olan bu âyet-i kerimeden duyduğum ve hissettiğimdir:
-1- Ve öyle biliyorum ki, o gün de pek yakındır.
HAŞİYE
-2- duam bu ve itikadım böyledir ve böyle de iman ederim
HAŞİYE 1
HAŞİYE 2
-3-
Abdurrahman
• • •
Demek Onuncu Söz onun hakkında bir mürşid-i hakikî hükmüne geçmiştir ki, birden onu derece-i velâyete çıkararak şu üç kerameti söylettirmiştir. Benden sekiz sene evvel ayrılmış. Onuncu Söz eline geçmiş, mektubun başında söylediği gibi çok azîm istifade edip sekiz sene zarfında aldığı kirleri onunla silmiştir. Hattâ
1 "Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
O gün onların ağızlarını mühürleriz; elleri bize onların yaptıklarını anlatır, ayakları kazandıkları günahlara şahitlik eder." Yâsin Sûresi, 36:65.
2 Allah’ım, bu dünyadan bizi ancak kelime-i şehadet ve imanla çıkar.
HAŞİYE
Âhir nefesteki kelimat-ı imaniyeyi âhir-i mektubunda zikretmesi dünyadan kahramancasına imanını kurtarıp öyle gideceğine işaret eder.
HAŞİYE 1
Hem iman ile gideceğini haber veriyor.
HAŞİYE 2
Câ-yı dikkattir, vefatını haber veriyor.