Aziz, sıddık kardeşlerimiz,
Evvela: Leyali-i aşerenizi tebrikle beraber, size Nur’un iki kerametini beyan ediyoruz. Şöyle ki: Bu sıralarda çok cihetlerde, hususan makine ile Nurların inkişafatı, gizli düşman zındıkları şaşırttı. Cüz i, fakat elim bir tarzda bir planla, çok evhama ve iftiralara medar olabilir bir hadiseyi, bir biçare muhakemesiz bir adamın vasıtasıyla yaptırdılar ki, burada Nurun en mühim ve vazifesi en ehemmiyetli bir şakirdini, tam hanesinin yanında dört gülle ile, o biçare adam yaralanıyor. Doktor "Yüzde yüz ölecektir" diyor. O mecruhun tarafında dava edecek, resmi, gayr-ı resmi çok adamlar varken ve yüzde doksan o ehemmiyetli şakirde isnad etmek ve o vesileyle hanesindeki bütün Nur Risalelerini ve mektuplarını taharri bahanesiyle elde etmek yüzde doksan ihtimali varken ve o vasıtayla beni ve Nurcuları alakadar etmek ve o masum şakirdi de acip iftiralarla lekedar etmek, esbaplar olduğu halde,
sırrıyla yine inayet-i İlahiye imdada yetişti. O adam tam yüzünden dört gülle ile yakından vurulduğu halde ölmedi. Ve harika bir surette hiçbir şahit bulunmadı. Hiçbir emare bulunmadı. O vurulan adam, ne mahkemeye, ne babasına, ne kardeşlerine, kim vurduğunu, ısrar ettikleri halde söylemedi, yani söylettirilmedi. Eğer söyleseydi, habbeyi kubbe yapan münafıklar, acip iftiralar edeceklerdi.
Cenab-ı Hak, ihsan ve keremiyle Nurları ve Nurcuları himaye edip, o hadise ve o bombanın patlaması bize zarar vermedi. Kat i kanaatimiz gelmiş ki, bu bir keramet-i Nuriyedir.
Hem o adam Nurların bir parçasını okuduğu cihetiyle, onun kerametiyle hayatını kurtardığı gibi, ondan aldığı cüz i bir ders-i hakikat hissiyle, o elim vaziyetinde ve inatçı tabiatında, yine Nurlara zarar gelmemek için susturuldu. Ne mahkemeye, ne akrabasına söylettirilmedi. Fakat benim yanıma bir defa geldiği ve istikamete söz verdiği halde, yanlış hareket ettiği için tokat yedi. Hatta ithama maruz olabilir şakirdin de, kemal-i sadakat ve ihlas içinde bazı lakaytlıkları yüzünden bir şefkat tokadı yediğini anladık.
• • •
Hüve Nüktesi"nin ahirinde bu parça yazılacak
Gördüm ki, alem-i misal, nihayetsiz fotoğraflar ve herbir fotoğraf, hadsiz hadisat-ı dünyeviyeyi aynı zamanda hiç karıştırmayarak alıyor. Binler dünya kadar büyük ve geniş bir sinema-i uhreviye ve faniyatın fani ve zail hallerini ve vaziyetlerini ve geçici hayatlarının meyvelerini sermedi temaşagahlarda ve Cennette saadet-i ebediye ashablarına da dünya maceralarını ve eski hatıratlarını levhalarıyla gözlerine göstermek için pek büyük bir fotoğraf makinası olarak bildim.
Sen Cenab-ı Hakkın inayetiyle korunmaktasın.