Emirdağ Lâhikası Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi

maşaallah, tam müsaade ettikleri halde ve böyle siyasi propaganda edildiği bir zamanda, Medresetü z-Zehranın Nur şakirtleri, o mahiyet ve azametteki Kur’ân-ı Mucizü l-Beyan ın hakikatlerini Zülfikar ve Asa-yı Musa gibi harika risalelerle mucizelerini kalemleriyle neşredip en muannid dinsizleri tasdike mecbur etmelerine mukabil, ehl-i dalaletin hücumu, elbette değil yalnız ehl-i hakikat insanları, belki ruhanileri, belki melekleri de ağlatır ve arzı ve semayı hiddete getirebilir.
Madem iki sene tetkikten sonra Ayetü l-Kübra eski harflerle tab edilen bin nüsha ve Nurun bütün risaleleri ittifakan beraatle beraber umumu iade edilmiş. Aynen iade edilen bazı risalelerin eski hurufla teksirini bir suç sayıp ceza vermek, adliyeleri cidden alakadar edip adalet şerefini kırıyor.
Saniyen: Benim hususi katibim şimdi yok, başka katipler de benim dilimi iyi anlamıyorlar; ben de hem rahatsız ve hem de geç ve güç yazabiliyorum. Halbuki, dünden beri yirmiye yakın mektuplar geldi. İçinde de pek çok kardeşlerimiz ve hemşirelerimizin isimleri var. Biz, onların umumunun hem bayramlarını tebrik ediyoruz, hem yeni şakirt olmak isteyenleri ruh u canımızla kabul ediyoruz. Ve onları öyle sevk eden zatlara da Allah razı olsun ve kalblerindeki muradları ne ise Cenab-ı Hak onları muvaffak eylesin deriz.
Salisen: Nur santralı Sabri nin (r.h.) Lahikaya girecek güzel mektubu ve Ali Osman ve Çilingir Ali nin Nurların neşrindeki kudsi hizmetleri ve İbrahim Edhem in Balıkesir ve sair taraflarda tesirli faaliyeti ve onun irşadıyla çokların Nur dairesine girmesi ve Ahmed Fuad ın da Eflani havalisinde Hasan Feyzi gibi faaliyeti ve şiddetli alakası; ve Konyalı Sabri nin genç mekteplilerin çoklukla Nur dairesine girmelerine çalışması ve başta müfessir, hacı ve hoca Vehbi Efendi ve Konya ulemasının Nurlara karşı hüsn-ü teveccühleri ve tasdikkarane münasebetleri; ve muallim Abdurrahman İhsan ın hasbihal mektubundaki samimi ve ciddi Nura alakadarlığı; ve Tavşanlı Vaizi Osman ın mektubunda pek samimi ve ciddi iki üç zatın Nur şakirtliğine kemal-i ciddiyetle girmeleri; ve Eğirdir köylerinde Ali Osman ın ve Halil İbrahim in tasdikiyle çok halis Nurcuların yetişmesi; ve Ankara darülfünununda Nura ehemmiyetli hizmet eden ve Kastamonu da mektep gençlerinden en evvel Nurlara giren ve Ankara daki Abdurrahman ın oğlu Vahdet i himaye ve muhafazaya çalışan Araçlı Abdullah ın mektubunda tam imanlı ve dindarane ve müjdekarane yazması ve orada okuyucuların çok olmasıyla ellerindeki risalenin kafi olmadığına ve Konyalı arkadaşı Mehmed ile beraber gençler içerisinde Nur neşretmeleri; ve Aydın tarafında inşaallah bir Ahmed Feyzi hükmünde, Nurlarla gayet alakadar Ali Akdağ ın güzel ve samimi mektubundaki duaları ve tavsifleri ve Nurun tesirlerini hissetmesi gibi fıkraların mealleri, bizi ve Nur dairesini tamamıyla mesrur ettiği gibi, bu bayramda da büyük bir manevi hediye olarak kabul ediyoruz. Cenab-ı Hak, onların umumundan razı olsun. Hususi ve ayrı ayrı mektup yazamadığımdan gücenmesinler.