Emirdağ Lâhikası İkramı İzhar Mektubunun Tetimmesi

Evet, sevgili Üstadımız, biz kendimize bakıyoruz, Risale-i Nur a muhatap olamıyoruz. Buna rağmen, ihtiyaç şiddetlendikçe, Halık-ı Rahimin merhametli tecellilerini müşahede ediyoruz.
Kalb-i Üstad, parlak bir ayna, bir mazhar, bir ma kes; lisan-ı Üstad; ali bir mübelliğ, bir muallim, bir mürşid; hal-i Üstad, tecessüm etmiş en güzel bir örnek, bir nümune, bir misal oluyor. Tavaif-i beşerin ihtiyaçları yazılıyor, gösteriliyor.
İşte, yedi seneden beri ateş püsküren zalim beşerin hali, bugün daha çok ıztıraplı bir hale girmiş bulunuyor. Her bir ziidrak, acaba yarın ne olacak düşüncesiyle kulaklarını radyoların ağızlarına koymuşlar, mütehayyir duruyorlar. Şarkta Japonların mağlup olmasıyla, dünyanın salah-ı selamete ve emn ü emana kavuşması beklenirken, deccalane bir hareket şimalde kendini gösterdiği görülüyor. Şu vaziyet herkesi heyecana, endişeye sevk ediyor. İstikbalin zulmetlerine gittiği zannıyla, merakla radyoları takibe koşturuyor. Lillahilhamd, Risale-i Nur, ali beyanatıyla ruhlarımızı teskin ediyor, hakiki dersleriyle kalblerimizi tatmin ediyor.
İşte, bu günde meydana çıkan bu dehşetli cereyanı, ancak ve ancak Hıristiyanlık aleminin Müslümanlıkla ittihadı, yani İncil, Kur’ân ile ittihad ederek ve Kur’ân a tabi olması neticesi elde edilecek semavi bir kuvvetle mağlup edileceği iş ar buyuruluyor ki, Hazret-i İsa Aleyhisselamın da vüruduna intizar etmek zamanının geldiğini mana-yı işari ile ihtar ediyor.
Mesmuata göre, bugünkü Amerika, aktar-ı aleme tetkikat için gönderdiği dört heyetten birisini, bugünkü beşeriyetin saadetini temin edecek salim bir din taharrisine memur etmiştir. Bu ise, müceddidliğini mahkeme lisanıyla her tarafa ilan eden Risale-i Nur, bu muztarip, perişan beşeriyetin en büyük bir saadeti olacağına imanımız pek kuvvetlidir.
Sevgili Üstadımız başımızda ve en ali hakikatleri taşıyan ve Kur’ân ın en yüksek ve mübarek tefsiri bulunan Risale-i Nur elimizde oldukça, sevinçlerimiz had ve hududa alınmaz.
İşte bu hakikatlerin herbir cüz ü saha-i faaliyete çıksa, her tarafta merakla, zevkle kendini okutturuyor. Buna bariz deliller pek çok var. Hususuyla, inkar-ı haşir mefkuresini mağlup eden Onuncu Söz matbu nüshaları ve bilhassa gizli tab edildiği halde kendini serbest okutan ve takviye-i imanda pek yüksek harikaları taşıyan Ayetü l-Kübra risaleleri; ve inkar-ı uluhiyet mefkuresini zir ü zeber eden Külliyat-ı Nur, Hüccetü l-Baliğa ve Meyve gibi eczaları meydanda...
İnşaallah, Kur’ân ın etrafına çevrilmek istenilen imansızlığın emansız surunu, Risale-i Nur temelinden kaldıracak, imansızlığın emansız ateşini söndürüp, ab-ı hayat bahşeden şarab-ı kevserini, bütün dünyaya emanlı iman vermekle içirecektir.

Çok kusurlu talebeniz
Hüsrev
• • •