Emirdağ Lâhikası Küçük Bir Haşiye

bilhassa hususi olarak Üstadın ziyaretine gelecek ve dostane bir surette görüşecek. Onun için, Üstad da size gönderdiğimiz bu sureti aynen onun eline vermek, o mevzuda konuşmak için kaleme alınmış. Daha o gelmeden bera-yı malumat size göndermeye Üstad bize izin verdi.
Hem Refet Beyin mübarek mahdumu Hüsnü nün küçük risalesinin ahirine duasını yazdı, onu da leffen gönderiyoruz. Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, hem Nurcu, hem ciddi dost, hem mütedeyyin bir kaymakam, şimdi buraya kaymakam olmuş. Eskide size gönderilen "Dahiliye Vekili ile Bir Hasbihal" namındaki parçayı dahi gönderiyoruz. Onu da Üstad ona okuyacak.
• • •
Kahraman Nazif in ve Yakub Cemal in, şimal-i garbide, üç devletin Kur’ân ı kabul etmesi Zülfikar ın intişarına tevafuku; ve geçen sene, "Zülfikar çıkarsa, dahilen ve haricen büyük fütuhata vesile olacak" hükmünü tasdik etmesi büyük bir fa l-i hayırdır diye, biz de o iki kardeşimizin kanaatine iştirak ediyoruz. Bu fırtınalı ve ilhadlı asırda, biri gizli Alman, üçü aşikar devletlerin, beşerin bu asırda Kur’ân a şiddet-i ihtiyacını hissetmesi ve bilfiil kabul etmesi büyük bir hadise-i Kur’âniyedir. Değil üç devlet, belki yalnız on meşhur adam, on filozof dahi, birden, uzak memleketlerde Kur’ân ı tasdik etmesi, bizlere ve alem-i İslama büyük bir müjde ve avam-ı ehl-i imana büyük bir kuvve-i maneviye temin eder.
• • •
Risale-i Nur’un Yirmi Dokuzuncu Mektubunda "Hücumat-ı Sitte" ve Zeyli ve "İşarat-ı Seb a" ve "Telvihat-ı Tis a" gibi risalelerin rumuzat-ı Kur’âniye ve tevafukat-ı Nuriyeye karışık bir surette bulunmasının hikmeti, mahkemeler ve ehl-i vukufun susturulmasına ve bizi onlarla mes ul etmemesine bir vesile olmaktı. Güya o rumuzat, o derin ince meseleler, lisan-ı hal ile onlara demiş: "İnsaf ediniz, Kur’ân ın bu derece esrarına çalışanlara ilişmeyiniz." Şimdi ise o karışık vaziyeti hiç münasip değil. Çünkü o rumuzat ve tevafukata, yirmiden ancak birisi muhtaç olur, anlar. İçindeki öteki risalelere yirmiden on dokuzu muhtaç olup anlayabilir.
Buradaki Nur şakirtleri diyorlar ki: "Mucizeli Kur’ân ımıza üç sene Denizlili kardeşlerimiz baktılar. Onlar müsaade etsinler, biz de üç ay bakacağız. Hem buradan İstanbul a muhabere edip fotoğrafla Hizb-i Nuriye, Hizb-i Kur’âniye gibi tab ına çalışacağız."
İstanbul daki Amerika Sefiri vasıtasıyla Amerika daki Müslüman heyetine Zülfikar ı ve bir Asa-yı Musa yı göndermesini isteyen o dostumuz ve kardeşimize deyiniz ki: Sefirlerin kafası siyasetle meşgul olduğundan ve Risale-i Nur, siyasetle alakası olmadığından, siyasi bir kafa çabuk takdir edemiyor.