Hizmet Rehberi — Birbirlerine minnettarlık duyma yerine duâ ve tebrik etmek

nokta-i istinâda ve sarsılmayan bir cemaatin katî buldukları bir hakîkate dayanmaya pekçok muhtaç bulunan avâm ehl-i îmân için dalâlet cereyanlarına karşı yılmaz, çekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir mercî, bir mürşid, bir hüccet olmak cihetiyle sizin kuvvetli tesânüdünüzü gören kanaat eder ki, "Bir hakîkat var; hiçbir şeye fedâ edilmez, ehl-i dalâlete başını eğmez, mağlûp olmaz" diye kuvve-i mâneviyesi ve îmânı kuvvet bulur, ehl-i dünyaya ve sefâhete iltihaktan kurtulur.

Şûâlar, s. 269.

Birbirine minnettarlık duyma yerine, duâ ve tebrik etmek

Risâle-i Nur’un şâkirtleri içinde Cenâb-ı Hakkın nîmetlerine mazhar bâzı zâtlar-Hüsrev, Re’fet gibi-iktirânı illetle iltibas etmişler, Üstâdına fazla minnettarlık gösteriyorlardı. Halbuki, Cenâb-ı Hak onlara ders-i Kur’ânîde verdiği nîmet-i istifâde ile, Üstadlarına ihsan ettiği nîmet-i ifâdeyi beraber kılmış, mukârenet vermiş. Onlar derler ki: "Eğer Üstâdımız buraya gelmeseydi biz bu dersi alamazdık. Öyle ise onun ifâdesi, istifâdemize illettir." Ben de derim:
"Ey kardeşlerim, Cenâb-ı Hakkın bana da, sizlere de ettiği nîmet beraber gelmiş. İki nîmetin illeti de rahmet-i İlâhiyedir. Ben de sizin gibi, iktirânı illetle iltibas