ile barışıktır. Belki Kur’ân’ın hikmetine hâdimdir, muâraza edemez Bu kısma Risâle-i Nur ilişmiyor. İkinci kısım felsefe, dalâlete ve ilhâda ve tabiat bataklığına düşürmeye vesîle olduğu gibi, sefâhet ve lehviyât ile gaflet ve dalâleti netice verdiğinden ve sihir gibi hârikalarıyla, Kur’ân’ın mu’cizekâr hakîkatleri ile muâraza ettiği için, Risâle-i Nur ekser eczâlannda mîzanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvâzenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor, müstakim menfaattar felsefeye ilişmiyor. Onun için mektepliler Risâle-i Nur’a îtirazsız çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler. Fakat gizli münâfıklar nasıl ki bir kısım hocaları bütün bütün mânâsız ve haksız bir tarzda ehl-i medresenin ve hocalann hakîki malı olan Risâle-i Nur aleyhinde istimâl ettikleri gibi bâzı felsefecilerin enâniyet-i ilmiyelerini tahrik edip, Nurlar aleyhinde istimâl etmek ihtimâline binâen bu hakîkati Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikâr mecmualarının başında yazılsa münâsip olur.
Asa-yı Mûsâ, S. 9-10.