Hizmet Rehberi — Tecâvüzkâr düşmana tevâzu ve muhabbetle yaklaşılmaz

Bu zamanda dinsizlik hesâbına, benlikleri firavunlaşmış derecede ve îmâna ve Risâle-i Nur’a hücumları zamanında onlara karşı tedâfü’ vaziyetimizde tevâzu ve mahviyet göstermek büyük bir cinâyet ve hıyânettir. Ve o tevâzu, tezellül hükmünde bir ahlâk-ı rezîle olur. .Onlara karşı izzet-i dîniyeyi ve şerâfet-i ilmiyeyi muhâfaza etmek için kahramancasına bir sebat, bir kuvve-i mâneviyeyi gösteımek, acaba hiçbir vecihle hodfüruşluk olur mu? Hiçbir şöhretperestlik ve enâniyet olur mu?
âyet-i kerîmesinin sırrıyla nefs-i emmâreme îtimat edemem; nefis kusursuz olmaz. Fakat, şimdi, bu zamanda ejderhalar, ifritler hükmünde dinsizlik komitelerinin hücumları ve tahribâtları zamanında müdâfaamda, bende görünen o sinek kanadı kadar kusurları görmek, o hücum edenlere bir yardım hükmüne geçmektir. Ve on adet muhtaçlardan beş altı bîçareyi Nurun ilâçlarından mahrum etmektir. Bu nokta için ben kendi kuvvetime, meziyetime hiç îtimat etmeyerek, yalnız hakîkat-i Kur’âniye ve onun tefsiri

"Ben nefsimi temize de çıkarmam. Çünkü nefis dâimâ kötülüğe sevk eder-ancak Rabbim rahmet ederse o başka." (Yûsuf Süresi: 53.)