Zaman şahsiyet ve enaniyet zamanı değil, cemaat
zamanıdır
Bu zaman, ehl-i hakîkat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil, zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatten çıkan bir şahs-ı mânevî hükmeder ve dayanabilir. Büyük bir havuza sahip olmak için bir buz parçası hükmündeki enaniyet ve şahsiyetini, o havuza atmaktır ve eritmek gerektir. Yoksa, o buz parçası erir, zayi olur; o havuzdan da istifade edilmez.
Kastamonu Lâhikası, s. 102.
Salisen
:Bu zaman, cemaat zamanıdır. Ferdî şahısların dehası ne kadar harika da olsalar, cemaatin,sahs-ı manevîsinden gelen dehasına kar,sı mağlûp düşebilir. Alem-i İslamı bir cihette tenvir edecek ve kudsî bir dehanın nurları olan bir vazife-i îmâniye, bîçare, zayıf, mağlûp, hadsiz düşmanları ve onu ihanetle, hakaretle çürütmeye çalışan muannid hasımlan bulunan bir şahsa yüklenmez. Yüklense, o kusurlu şahıs ihanet darbeleriyle düşmanları tarafından sarsılsa, o yük düşer, dağılır.
Emirdağ Lâhikası-l, s. 70.