Birincisi:
Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi.
İkincisi:
Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.
Üçüncüsü:
Adâvete muhabbet.
Dördüncüsü:
Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları bilmemek.
Beşincisi:
Çeşit çeşit sarî hastalıklar gibi intişar eden istibdat.
Altıncısı:
Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek.
Bu altı dehşetli hastalığın ilâcını da, bir tıp fakültesi hükmünde, hayat-ı içtimaiyemize, eczahane-i Kur’âniye’den ders aldığım "altı kelime" ile beyan ediyorum. Mualecenin esasları, onları biliyorum.
BİRİNCİ KELİME:
"El-emel." Yani, rahmet-i İlâhiyeye kuvvetli ümit beslemek.
Evet, ben kendi hesabıma aldığım dersime binaen, ey İslâm cemaati, müjde veriyorum ki: Şimdiki âlem-i İslâmın saadet-i dünyeviyesi, bâhusus Osmanlıların saadeti ve bilhassa İslâmın terakkisi onların intibahıyla olan Arabın saadetinin fecr-i sadıkının