Hutbe-i Şamiye Sâdâ-yı Hakikat

Sadâ-yı Hakîkat

27 Mart 1909

Tarîk-ı Muhammedî (a.s.m), şüphe ve hil münezzeh olduğundan, şüphe ve hileyi ima eden gizlemekten de müstağnîdir. Hem de o derece azîm ve geniş ve muhit bir hakikat, bahusus bu zaman ehline karşı hiçbir cihetle saklanmaz. Bahr-ı umman nasıl bir destide saklanacak! Tekraren söylüyorum ki, ittihad-ı İslâm hakikatında olan ittihad-ı Muhammedînin (a.s.m.) cihetü’l-vahdeti Tevhid-i İlâhîdir. Peyman ve yemini de îmandır. Müntesibîni, umum mü’minlerdir. Nizamnâmesi, sünen-i Ahmediyedir (a.s.m.). Kànunu, evâmir ve nevâhi-i şer’iyedir. Bu ittihat; âdetten değil, ibâdettir.
İhfa, havf; riyâdandır. Farzda riyâ yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazîfesi, ittihad-ı İslâmdır. Ittihadın hedef ve maksadı; o kadar uzun, münşaib, muhit, merâkiz ve maâbid-i İslâmiyeyi birbirine rabtettiren bir silsile-i nuraniyi