İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin yirmi beşinci âyetinin tefsiri

aşıkların eninleri, bağırıp çağırmaları, bu kısım elemdendir ve bütün divanlarıyla yaptıkları ağlamalar, vaveylalar, hep mahbupların firak ve zevallerinin tasavvurundan neş’et eden elemdendir. Evet, pek çok muvakkat lezzetler var ki, zevalleri daimi elemleri intaç ettiği gibi; çok elemlerin zevali de, leziz lezzetlere bais olur. Lezzet ve nimet ise, devam etmek şartıyla lezzet ve nimet sayılabilir.
Hülasa: İnsan, ebed için yaratılmıştır. Onun hakiki lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umur-u ebediyededir.
Bu ayetin cümleleri arasındaki rabıtaları gördük. Pimdi, cümlelerinin işgal ettikleri yerler ile münasebetlerine bakacağız. Evet, -1-
Bu cümlenin, bu mevki ile münasebeti:
Evet, Cenab-ı Hak, ibadeti teklif etti ve nübüvveti ispat etti ve Peygamberimizi (a.s.m.) tebliğ-i umura memur yaptı. Ve dünyevi bazı lezzetlere cevaz vermeyen ve meşakkatleri tazammun eden ibadete mü’minlerin imtisallerini temin etmek için, mü’minlere vaad buyrulan tebşirleri tebliğ etmeyi Resul-i Ekreme (a.s.m.) emretti. Çünkü o Hazret (a.s.m.) inzar ve tahvife (korkutma) memur olduğu gibi, Allah’ın rızasını, lütfunu, kurbiyetini ve saadet-i ebediye gibi tebşiratını da tebliğe memurdur.
-2-
İnsanın ihtiyacat-ı zaruriyesi içinde en evvel lazım olan, mekan ve meskendir.
Mekanın en güzeli, nebatat ve eşcara müştemil olan yerlerdir. Ve en latifi, nebatları arasında suların mecrası olan bahçelerdir. Ve en kamil kısmı, ağaçlarının arasından akan nehirlerinin çoklukla bulunmasıdır. Kur’an-ı Kerim, bu kısma -3- cümlesiyle işaret etmiştir.
Meskenden sonra insanın en fazla muhtaç olduğu, cismani lezzetlerden yiyecek, içecektir. Bu kısma da -4- kelimeleriyle işaret edilmiştir.
Sonra rızkın en ekmeli, me’luf olan kısımdır ki, derece-i kıymeti bilinsin. Meyvelerin lezzeti, teceddüd ve tebeddülündedir; lezzetin en safisi, hazır ve yakın olanıdır; ve en lezizi, amelinin ücreti olduğunu bilmektir. Kur’an-ı Kerim, bu kısma da

1 İman edip salih amel işleyenleri müjdele...

2 Onlar için cennetler vardır...

3 Altlarından nehirler akar...

4 Nehir, Cennet (Bahçe)