Kastamonu Lâhikası Daimi Hizmetinde Bulunan Risale-i Nur Şakirtleri Tarafından Edilen Bir Suale...

hem dua, hem teşekkür ediyoruz. Münasip görülse, mahkeme reisine hususi teşekkürümüzü beyan edersiniz.
• • •

.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Sizin geçmiş leyle-i Miraç ve gelecek leyle-i Beratınızı tebrik ediyoruz ve makbul dualarınızı rica ediyoruz.
Saniyen: Yirmi Beşinci Söz olan Mucizat-ı Kur’aniyenin nısf-ı ahiri, acelelik belasıyla gayet mücmel kalmasına bedel, size evvelce yazdığım gibi, bazı lâhikaları onun ahirinde ilhak etmiştik. Şimdi en mühim bir parça, yirmi sene evvel tab edilen Lemeat’ta gördük. Onun da Mucizat-ı Kur’aniye zeyilleri içine derci pek münasip görüldü. Kahraman Tahirî’nin bana getirdiği bir nüsha Lemeat’ı çok kıymettar gördüm. Eğer bir nüsha daha o havalide varsa, siz de o parçayı nüshalarınızın ahirine yazarsınız. Zaten Lemeat, kendisi de harikadır. Ramazan-ı Şerifte, yirmi gün zarfında, nesir bir surette, tekellüfsüz, birden yazılmış. Sonra baktık, sehl-i mümteni gibi bir nesr-i manzum ve bir nazm-ı mensur suretini almış. İçinde bu parça daha harikadır. Lemeat’ta o parçanın serlevhası: "İcazla beyan, i’câz-ı Kur’an."
Bir zaman rüyada gördüm ki: Ağrı Dağı altındayım. Birden dağ patladı, dağ gibi taşları âleme dağıttı, sarstı cihanı.
Bundan, ta, "Tarz-ı nazar ikidir. Biri zulmettar, diğeri ziyadar" serlevhasına kadar.
Eğer Lemeat sizin elinize geçmemişse, o parçayı buradan size göndereceğiz.
Salisen: Hem lâtif, hem güzel, zarif bir hâdiseyi söyleyeceğim. Bu memlekette Risale-i Nur’a, erkeklerden ziyade fedakarâne yapışan ihtiyar hanımlar ve ihtiyare hükmünde masume genç hanımlar, eski zaman sırmalı ve yaldızlı gelinlik

Her türlü noksandan uzak olan Allah’ın adıyla. "Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin." (İsrâ Sûresi, 17:44)
Bu üç ayların dakikalarının âşireleri adedince Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.