Kastamonu Lâhikası Dört-Beş Kardeşlerime Ait Birer Kısacık Konuşacağım

Aziz, sıddık, sarsılmaz, yılmaz, sebatkar, fedakar kardeşlerim,
Böyle şiddetli taarruzlara karşı sizi teşcie lüzum görmüyorum. Sizin kuvvetli metanetiniz ve Risale-i Nur’a gelen her hâdise-i elîmenin altında bir inayet ve rahmet bulunduğuna itikadınız, teşciiniz kâfidir, biliyoruz. Yalnız bir noktayı merak ediyorum. Elde edilen bütün Risale-i Nur, yalnız bir takım mıdır, ve kimin imiş, anlamak istiyorum. Her kim ise merak etmesin. Daha ehemmiyetli makamlarda onun hesabına fütuhat yaparlar, sevap kazandırır. Ona, bir takım Risale-i Nur tedarik edilebilir. Hem tevkif altında kimse var mı? Hem ona havale edilen hoca kimdir?
Saniyen: Sabri ile Hafız Ali’nin reyi ile teshil-i muhabere için verdiği kararla bazan, Atabey yoluyla muhabereyi onlar gibi biz de kabul ettik. Lütfi’nin bir vârisi Abdullah Çavuş namıyla, adresiyle gönderilecek.
Salisen: Sabri’nin mektubunda, tevafuklu yazdığı Mucizat-ı Kur’aniye ve Risale-i Nur hakkındaki istihracı bizi fevkalade mesrur eyledi. Hasan Âtıf’ın bize yazdığı şâşaalı ve câzibedar Mucizat-ı Kur’an’ı esas yapıp, sair risalelerde, i’câz-ı Kur’an’ın nüktelerine dair mebahisi ona zeyiller şeklinde ilhak ettik; güzel bir surete geldi. Ezcümle: Âyetü’l-Kübrânın Kur’an’a dair On Yedinci Mertebesi, Yirminci Söz ve Sûre-i Fethin ahirki ayetin mucize olduğuna dair Yedinci Lem’a ve Fihristenin Rumuzat-ı Semaniyeye dâir mühim parçaları ve Kenzü’l-Arş’ın iki nüktesi gibi parçalar o zeyillere girmiş. Aynen, Mucizat-ı Ahmediyenin zeyilleri gibi parlamış. Nurlar santralı Sabri, o yazdığı güzel Mucizat-ı Kur’aniye’yi inşaallah onlarla tam güzelleştirir.
Rabian: Merhum Lütfi’nin hakikî ve pek ciddi bir vârisi olan Abdullah Çavuş’un mektubu, onun derece-i sadakat ve ihlasını ve irtibatını gösterdi. Her vakit İslamköylü Abdullah ile o Abdullah Çavuş’u duada beraber yâd ediyordum. Elhak, o makama lâyık olduğunu gösteriyor. İstediği Fihristenin musahhah son kısmı inşaallah ona gönderilecek. Fakat zannettiği gibi çok tashihat edilmemiş. Çünkü, taksîmü’l-âmâl suretiyle, o mübarek kardeşlerimin yazılarını mübarek yadigâr gördüm ve değiştirmeye kıyamadım.
Hâmisen: Bugünlerde, o hadisede, Risale-i Nur’un bir derece tevakkufuna ve dünyaya bakmaya ve yirmi senedir konuşmadığım adamlarla konuşmaya ve hizmet-i Kur’aniye noktasında memnu olduğumuz siyasete temas etmeye mecbur olacağım diye endişeden gelen şiddetli bir teessürden, zahiren görülmez, manen tehlikeli bir hastalık bana taarruz etti. Müstemir âdetimi bitamam yerine getiremediğimden, yine Ramazan hastalığı gibi, ben kardeşlerimden, yine manevi muavenetlerini çok rica ediyorum. Fakat merak etmeyiniz, yatakta değilim. Yalnız fazla yazılan nüshaları tashih edemiyorum.