Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim ve hizmet-i Kur’aniye ve imaniyede sebatkar, sarsılmaz, yılmaz arkadaşlarım ve bu misafirhane-i dünyada şefkatkâr ve fedakar ve vefâdar yoldaşlarım,
Bu defa Nur fabrikasının sahibiyle ve tam bir muavini ve tam bir Hüsrev olan kahraman Tahir’in beşaretli mektupları ve medrese-i Nuriyenin kahramanlarından Marangoz Ahmed’in ikinci rüyası ve üçüncü rüyanın ahirinde, malûm musibetin akabinde sarsılmayan faal Hafız Mehmed’in, çocuklara hatim duasını yapması ve Risale-i Nur’u okutması, üstümüzden dağ gibi manevi ağırlıkları kaldırdılar. Cenab-ı Hak, sizleri ve onları âfât-ı maneviye ve maddiyeden muhafaza etsin. Amin.
Marangoz Ahmed’in ikinci rüyası, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ile alâkadarlık ve sürurlu olduğu cihetinden rüya-yı sadıka olduğuna, o medrese-i Nuriyenin civarlarındaki kardeşlerin ve hemşirelerin maddî hizmetleri canlı ve ruhlu bir suret alıp, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselamın sünnet-i seniyesinin ihyasına medar olacağına işaret verdiği münasebetiyle, mektubunuzu almadan, iki gün evvel gördüğüm bir rüyayı beyan ediyorum. Şöyle ki:
Gördüm: Şimdiki reis veya şimdiki reisler, tanıdığım ehemmiyetli bir iki hocaya, hilafet rütbesini ve meselelerini tatbik etmeye ve hilafet, o hocalara veya reislere hangisine verileceğini rüyada anladım. Ve o netice-i kararları bana göstermek için, bana karşı geldiklerini gördüm. Sonra uyandım. Sabahleyin kardeşlerime söyledim. Dedim: Allahu a’lem, Isparta havalesinde, Risale-i Nur’un maddî mağlubiyeti içinde manevi bir galibiyeti olmuş ki, büyük makamat-ı resmiyede en mühim mesâil-i İslamiye medâr-ı bahis olacak. Biz Isparta’da, o musibetin ne derece ileri gittiğini bilemediğimizden ve çoktan beri de ne hal-i âlemden ve ne de resmî halden anlamayıp dinlemediğimiz halde, bu rüyanın, rüya-yı sadıka olduğuna bir emare olan, beni bir gün baktırdı. O emare şudur ki:
Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir talebesi Ankara’dan gelip, ben sormadan dedi: "Reis Kur’an’a yeni bir tefsir yazmayı emretmiş; o da yazıyormuş."
Hem söylemiş ki: Dahiliye Vekili, yirmi senelik bir âdete muhalif olarak, "Dinsiz bir millet yaşayamaz" diye din lehinde beyanatta bulunduğunu ve Maarif Nazırı da, âdâb-ı İslamiye lehinde, eski prensiplerine muhalif olarak beyanatta bulunduğu gibi, ehemmiyetli bir değişikliği ihsas ettiğinden, kulağımı kapadığım sekiz aydan sonra, bu rüya hatırı için, bu haberleri aldım. Bunun sebebini anlamak cidden arzu ettim. Birden ihtar edildi ki:
Ehl-i dalâlet, memur-u siyasiyeyi aldatıp, Risale-i Nur aleyhinde genişçe, buradan oraya kadar bir daire içinde taarruz edip, derece-i kuvveti anlamak istediler. Gördüler ki, sökülmeyecek, mağlûp edilmeyecek bir kuvvette gördüklerinden, ehemmiyetli, büyük makamat-ı resmiyede, mahiyetini