Kastamonu Lâhikası Emin İle Feyzi'nin Sordukları Bir Suale Üstaddan Aldıkları Cevap

Nur’a ait herşeyde beraber biliyorum ve buluyorum. Size . ayetine ait ve birden hatıra gelen ve Sabri’nin iki mektubunun daha gelmeden manevi tesiriyle yazılan bir tetimmeyi gönderdim. Bir derece mahremdir, has ve eminlere mahsustur. Şamlı Tevfik, Âyetü’l-Kübrâ Şuasını, Hafız Ali’nin otuz üç ile tevafuklu tarzda bana yazsa iyi olur. Kardeşlerime birer birer selam.
Duanıza muhtaç
Said Nursî
• • •
Aziz kardeşlerim,
Temadî eden tahribat-ı maneviye karşısında, lillâhilhamd, gittikçe Risale-i Nur’un mucizâne mukavemeti ve satveti ve kıymeti tezayüt ediyor. Dalâletin temel taşı ve nokta-i istinadı olan tabiat tağutunu dağıtıp, Kur’an elinde bir elmas kılıç olarak her tarafta nurları saçar, zulümatı dağıtır. Fakat dalâletlerin envâı çoktur. O nispette risalelerin dahi ayrı ayrı meziyetleri, ehemmiyetleri var. Eğer kolay ise, Tabiat Lem’asını da bize gönderiniz.
• • •
Emin’le Feyzi’nin sordukları bir suale Üstaddan aldıkları cevap
Sual: Bize verdiğiniz cevapta diyorsunuz: Siyasî geniş daireleri merakla takip eden, küçük daireler içindeki vazifelerinde zarar eder. Bunun izahını istiyoruz.
Elcevap: Üstadımız diyor ki:
Evet, bu zamanda merakla radyo vasıtasıyla ciddi alâkadarâne küre-i arzdaki boğuşmalara merak edip bakanlar, dikkat edenler, maddî ve manevi pek çok zararları vardır. Ya aklını dağıtır, manevi bir divane olur; ya kalbini dağıtır, manevi bir dinsiz olur; ya fikrini dağıtır, manevi bir ecnebî olur.
Evet, ben kendim gördüm: Lüzumsuz bir merakla mütedeyyin iken âmi bir adam, biri de ilme mensubiyeti varken, eskiden beri İslam düşmanı olan bir kâfirin mağlubiyetiyle ağlamak derecesinde bir mahzuniyet ve Âl-i Beytten seyyidler cemaatinin bir kâfire karşı mağlubiyetinden mesruriyetini gördüm. Böyle âmi bir adamın alâkası, bir geniş daire-i siyaset hâtırı için böyle kâfir bir düşmanı, mücahit bir seyyide tercih etmek, acaba divaneliğin ve aklı dağıtmaklığın en acip bir misali değil midir?

"Ölü iken... (En’âm Sûresi, 6:122)