Kastamonu Lâhikası Emin İle Feyzi'nin Sordukları Bir Suale Üstaddan Aldıkları Cevap

Risale-i Nur’un derece-i ulviyetini ve hâdimlerinin mükâfâtlarının ne zaman ve ne suretle verilmekte olduğunu aynelyakîn bilinmek ve görülmek üzere şu hakikat muvafık ise İşârât-ı Kur’aniye Risalesine tahşiye olunmasını rica ederim, kıymetli Üstadım.
Risale-i Nur şakirtlerinden
Ahmed Nazif Çelebi (r.h.)

• • •

-1-.

Aziz kardeşlerim,
Âhirzamana işaret eden hadîsin ahirinde, -2-. ayetine dâir iki dakika içinde ve hadisin işaretini tashih ânında, âni olarak mücmelen hatıra gelen işaret-i gaybiyenin gayet acelelikle tevafuk-u cifrîsinde, zararsız bir küçük sehiv vuku bulmuştu. O vakitten beri daha ona dikkat etmemiştim.
Bu defa, cidden ve hakikaten mübarekler heyetinin cem’ ve telif ettikleri Lâhika Risalesinin o ayete dair fıkranın kitabetinde bir kasdî sehiv gördüm. O ihtardârâne kasdî sehiv, benim kusurkârâne sehvimi bildirdi. O çok müdakkik ve çok mübarekler heyetine beni çok minnettar ve mesrur eyledi. Şöyle ki: makamı, bin iki (1002) diye sehven yazılmıştı. sayılmamış; doğrusu bin on birdir (1011). Risaleti’n-Nur’un makamına on üç farkla tevafuk etmekle beraber, izafeden tavsife geçse olur. Bir ve ilâve olur ve şedde gider, bir noksan olur. Fakat ’deki tenvin, bir derece vakıf olduğundan sayılmazsa, tam tamına bir tek farkla medde sayılmazsa, farksız olarak tevafuk eder.

1 Her türlü noksandan uzak olan Allah’ın adıyla. "Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin." (İsrâ Sûresi, 17:44)
Bize gönderdiklerinizin harfleri adedince Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun.

2 "Kelime-i tayyibeyi (kelime-i tevhidi) Allah nasıl hoş bir ağaca benzetmiştir ki..." İbrahim Sûresi, 14:24.