Kastamonu Lâhikası Tahlil

sandalyesinden masumları inmedikleri ve "O nurlu sandalyede oturan, yangınlar, tuğyanlardan kurtulur" diye sözleri, güya, tam Medresetü’z-Zehrânın hakikî bir talebesi, istikbalden zamanımıza gelmiş bize teselli veriyor ve masum talebelerin çoğalmasını müjde veriyor.
Risale-i Nur’un telifi başında baş kâtip Şamlı Hafız Tevfik’in haremi merhume Zehra, ben Barla’da iken, Şamlı Hafız Risale-i Nur’u yazmasına çalışmak için, o merhume, Hafız’ın bedeline belinde odun taşımakla odun getiriyordu ve Hafız’ın işlerini görüyordu, ta Nurları yazsın. Biz de o merhumeyi, o iyiliğine mukabil, Risale-i Nur’un vefat etmiş has talebeleri içinde o vakitten beri duamızda şerik ediyoruz, hem dua edeceğiz.
• • •

Aziz kardeşlerim,
Bu defa beni çok mesrur eden ve şükre teşvik eden ve bu sıralarda hâsıl olan endişemi izale eden ve Isparta vilayeti manevi Medresetü’z-Zehrâ olduğunu ve Isparta şakirtleri sebatta ve sadâkatte her yere fâik olduklarını gösteren Risale-i Nur erkânlarından üç dört mektup ve o mektupta isimleri bulunan has kardeşlerimin, Risale-i Nur’a hizmet ve kalemleriyle yardım cihetinde bize gösterdikleri fedakarâne ulüvv-ü cenab, böyle bir zamanda ve böyle bir mevsimde gayet parlak bir inayet-i Rabbaniye olduğuna kanaatimiz var.
Nur fabrikasındaki Ali’ler ve Tahirî’nin istedikleri mucizeli Kur’an’ımızla i’câz-ı Kur’an zeyilleriyle beraber İstanbul’da Hafız Emin’in yanındadır, okutturuyorlar ve yazdırıyorlar. İsterseniz benim nüshamı Hafız Emin’den alınız, onun yerine güzelce zeyilli nüshanızdan birisini veriniz, yanında kalsın.
Kur’an’ın son yazılan nüshasını da lüzum olduğu ve bilfiil İstanbul’a tab etmek için geldiğiniz zaman göndereceğim. Hüsrev’in uzun ve tesirli ve kıymettar mektubu ve haşiyesinde kahraman Rüştü’nün küçücük mektubu ve pek çok alâkadar olduğu ehemmiyetli kardeşlerimizin kalemleriyle bize yardımları ve Risale-i Nur’la iştigali herşeye tercih etmeleri ve Hüsrev’in de mütemadiyen geleliden beri çalışması ispat ediyor ki, Isparta tamamıyla Risale-i Nur’a sahip olmuş ve bir Said yerinde bin Said’i bulmuş. Cenab-ı Hakka nihayetsiz şükür, sena ve hamd olsun. Mucizeli Kur’an’ımızın matbaa ve teclid masrafı otuz bin liraya çıkması cihetiyle, bu azim mesele şimdilik tehir etmesine mecburiyet var. Refet Beyin bizi hayrete düşüren hayretli ve garip mektubunun baştaki kısmı, Lâhikaya, medâr-ı ibret olarak yazıyoruz. Ve bilhassa "Ene ve Zerre namındaki