·
Üçüncü güzde,
-1- (ilâ âhir) diye, yine Hazret-i Ali Radıyallâhü Anh, kerâmetkârâne Risâle-i Nur müellifine bakıp, Sekiz, On Sekiz, Yirmi Sekizinci Lem’alar olan risâlelerin kuvvetli ve i’câzlı telifleriyle havfe düşen ve tesellîye muhtaç olan Risâle-i Nur şâkirdlerinin altı yedi defa
-2- kelimeleriyle korkularını izâle edip teşcî etmeleri, Kur’ân hizmetkârlarına bir ikrâm-ı İlâhî olduğunu gösterir. Hem
-3- fıkrasının yine evvelki fıkralar gibi muhâtabı Saidü’n-Nursî olduğundan, "Yâ Saide’n-Nursî! Karşıla, kaçma!" deyip teşcî ediyor.
NETİCE
: Dokuz "hem hem"lerin gösterdiği dokuz hakîkatin, Risâle-i Nur’da ve müellifinde bilfül icrâsı ve bilmüşâhede görünmesi, hattâ düşmanlann tasdikiyle de sâbittir ki, Hazret-i Ali Radıyallahu Anhın Kaside-i ErcGze ve Celcelûtiyesindeki şiddetli alâkadarlığını murad ettiği bir vâris-i Nebî ve mukavvî-i din ve hâmil-i İsm-i Âzam olan Risâle-i Nur ve müellifi olduğu-çünkü bütün dünya meydandadır ve bütün nidâlan işitiyoıuz, ekseriyâ hareketleri görüyoruz ki-hak ve hakîkatte yanılmayan ve Kur’ân’ın hukukunu, emrolunduğu gibi, te’vilsiz muhâfazaya çalışan Risâle-i Nur’dur diye, şek ve şüphesiz olarak, Hazret-i Ali Radıyallahu Anhın muhâtabı o olduğunu katî ispat eder.
Hâfız Ali (Rahmetullahi Aleyh)
1 Ey (kadri yüce) ismi üzerinde taşıyan!
2 Korkma!
3 Karşıla! Kaçma!