Otuzuncu Lem’anın Beşinci Nüktesi
-1- âyet-i azîmenin ve
-2- âyet-i azîmin birer nüktesi ile, İsm-i Âzam veyahut İsm-i Âzamın iki ziyasından bir ziyası veya altı nurundan bir nuru olan ism-i Hayyın bir cilvesi, Şevvâl-i Şerifte, Eskişehir Hapishanesinde uzaktan uzağa aklıma göründü. Vaktinde kaydedilmedi ve çabuk o kudsî kuşu avlayamadık. Tebâud ettikten sonra, hiç olmazsa bazı remizlerle o hakikat-i ekberin ve nur-u âzamın bazı şualarını muhtasaran göstereceğiz.
BİRİNCİ REMİZ
İsm-i Hayy ve ism-i Muhyînin bir cilve-i âzamından olan "Hayat nedir? Ve mahiyeti ve vazifesi nedir?" sualine karşı, fihristevâri cevap şudur ki:
Hayat,
• şu kâinatın en ehemmiyetli gayesi,
• hem en büyük neticesi,
• hem en parlak nuru,
• hem en lâtif mayası,
• hem gayet süzülmüş bir hülâsası,
• hem en mükemmel meyvesi,
• hem en yüksek kemâli,
• hem en güzel cemâli,
• hem en güzel ziyneti,
1 Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla,
Şimdi bak Allahın rahmet eserlerine. Yeryüzünü ölümden sonra nasıl dirltiyor. Bunu yapan, elbette ölülleri de diriltecektir; O herşeye hakkıyla kadirdir. (Rum Suresi: 50.)
2 Allah Teala ki, Ondan başka ibadete layık ibadete layık hiçbir ilah yoktor. O Hayydır, ezeli ve ebedi hayat sahibidir; O Kayyumdur; varlığı için hiçbir sebebe ihtiyaç olmadiğı gibi, bütün eşya onunu yaratmasıyla ve tedbiriyle devam eder ve vücüdda kalır, beka bulur.