Mektubat On Dokuzuncu Mektub

Şu meselede iki cihet var:
Birisi: Cin ve melâikenin taifeleri, hayvan ve insanın taifeleri gibi, vücutları kati ve bizimle münasebettar olduğu, Yirmi Dokuzuncu Sözde, iki kere iki dört eder derecesinde bir katiyetle ispat etmişiz. Onların ispatını o Söze havale ederiz.
İkinci cihet: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın şerefiyle, eser-i mucizesi olarak, efrad-ı ümmeti onları görmek ve konuşmaktır.
İşte, başta Buharî ve İmam-ı Müslim, eimme-i hadis müttefikan haber veriyorlar ki: Bir defa melek, yani Hazret-i Cebrâil, beyaz libaslı bir insan suretinde gelmiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Sahabeleri içinde otururken, yanına gitmiş, demiş: Yani, "İman, İslâm, ihsan nedir? Tarif et." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm tarif etmiş. Oradaki cemaat-i Sahabe hem ders almış, hem de o zâtı iyi görmüşler. O zat, misafir gibi görünürken, üstünde alâmet-i sefer eseri hiç yoktu. Kalktı, birden kayboldu. O vakit Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş ki: "Size ders vermek için Cebrâil böyle yaptı." 1
Hem haber-i sahih ile ve haber-i kati ile ve mânevî tevatür derecesinde, eimme-i hadis haber veriyorlar ki, Hazret-i Cebrâil’i çok defa, hüsn-ü cemal sahibi olan Dıhye suretinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında Sahabeler görüyorlardı. 2 Ezcümle, Hazret-i Ömer ve İbni Abbas ve Üsame bin Zeyd ve Hâris ve Aişe-i Sıddıka ve Ümmü Seleme, Katiyen sabittir ki, bunlar Katiyen haber veriyorlar ki, "Biz Hazret-i Cebrâil’i Dıhye suretinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanında çok görüyoruz." Acaba hiç mümkün müdür ki, bu zatlar, görmeden, görüyoruz desinler?
Hem nakl-i sahih-i kati ile, Aşere-i Mübeşşereden İran fatihi Sa’d ibni Ebî Vakkas haber veriyor ki: "Gazve-i Uhudda, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın iki tarafında, iki beyaz libaslı, ona nöbettar gibi, muhafız suretinde gördük. İkisi de, anlaşıldı ki, meleklerdir. Ve Hazret-i Cebrâil ile Mikâil olduğunu anladık." 3 Acaba böyle bir kahraman-ı İslâm "Gördük" dese, görmemek mümkün müdür?
Hem Ebu Süfyan ibni Hâris ibni Abdülmuttalib (ammizâde-i Nebevî), nakl-i sahihle haber veriyor ki: "Gazve-i Bedir’de, gökle yer arasında, beyaz libaslı, atlı zatları gördük." 4

1 Buharî, İmân: 37; Müslim, İmân: 1-7.

2 Buhârî, Fedâilü’l-Eshâb: 30; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:276-277; Ahmed İbni Hanbel, Fedâilü’s-Sahâbe (tahkik: Vasiyyüllah), no. 1817, 1853, 1918; Müsned, 1:212; el-Askalânî, el-İsâbe, 1:598.

3 Buharî, Mağâzî: 18, Libas: 24; Müslim, Fedâil: 46, 47, no. 2306; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:361.

4 Müsned, 1:147, 353; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:362; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:281; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:735.