unutmuş. Ne kadar çalışmışsa, hatırına getirememiş. Mecbur olmuş, dönmüş. Sonra anlamış ki, ona unutturulmuş. 1
Üçüncü hadise: Gazve-i Gatfan ve Enmar’da, müteaddit tariklerle eimme-i hadis haber veriyorlar ki: Gavres isminde cesur bir kabile reisi, kimse görmeden, tam Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın başı üzerine gelerek, yalın kılıç elinde olduğu halde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma dedi: "Kim seni benden kurtaracak?" Demiş: "Allah." Sonra böyle dua etti:
-2- Birden o Gavres, iki omuzu ortasına gaibden bir darbe yer, o kılıç elinden düşer, yere yuvarlanır. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm kılıcı eline alır, "Şimdi seni kim kurtaracak?" der, sonra affeder. O adam gider taifesine. O pek cüretkâr, cesur adama herkes hayrette kalır. "Ne oldu sana? Niçin birşey yapamadın?" dediler. O dedi: "Hadise böyle oldu. Ben şimdi insanların en iyisinin yanından geliyorum." 3
Hem şu hadise gibi, gazve-i Bedir’de bir münafık, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı bir gaflet vaktinde, kimse görmeden, tam arkasından kılıç kaldırıp vururken, birden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bakmış. O titreyip, kılıç elinden yere düşmüş. 4
Dördüncü hadise: Mânevî tevatüre yakın bir şöhretle ve ekser ehl-i tefsirin
-5- âyetinin sebeb-i nüzulü ve ehl-i tefsir allâmeleri ve ehl-i hadis imamları haber veriyorlar ki:
Ebu Cehil yemin etmiş ki, "Ben secdede Muhammed’i görsem, bu taşla onu vuracağım." Büyük bir taş alıp gitmiş. Secdede gördüğü vakit kaldırıp vurmakta iken, elleri yukarıda kalmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namazı bitirdikten sonra kalkmış; Ebu Cehil’in eli çözülmüş. O ise, ya Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın müsaadesiyle, veyahut ihtiyaç kalmadığından çözülmüş. 6
Hem yine Ebu Cehil kabilesinden, bir tarikte Velid ibni Muğire, yine Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı vurmak için büyük bir taşı alıp, secdede iken
1
Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:351; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:715.
2 "Allahım! Dilediğin bir şeyle beni ondan kurtar."
3
Buharî, Cihad: 84, 87, Mağâzî: 31, 32; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn: 311, no. 843; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:347, 348; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:7-8; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:29-30.
4
Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:347; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:710.
5 "Biz onların boyunlarına öyle halkalar geçirdik ki, çenelerine kadar dayanır da hakka boyun eğmezler. Bir de önlerine bir sed, arkalarına bir sed çekip gözlerini kapattık; artık hakkı görmezler." Yâsin Sûresi, 36:8-9.
6
Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:351; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3: 241; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:227; Müslim, No. 2797); İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihaye, 3:42-43.