Hem ulema-i Nasârâdan, meşhur, bahsi geçen Bahîra-yi Râhib 1
ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Şam tarafına amcasıyla gittiği vakit on iki yaşındaydı. Bahîra-yı Râhib, onun hatırı için Kureyşîleri davet etmiş. Baktı ki, kafileye gölge eden bir parça bulut, daha kafile yerinde gölge ediyor. "Demek aradığım adam orada kalmış." Sonra adam göndermiş, onu da getirtmiş. Ebu Talib’e demiş: "Sen dön, Mekke’ye git. Yahudiler hasûddurlar. Bunun evsâfı Tevrat’ta mezkûrdur; hıyanet ederler."
Hem Nastûru’l-Habeşe ve Habeş Reisi olan Necâşî, evsâf-ı Muhammediyeyi kitaplarında gördükleri için, beraber iman etmişler. 2
Hem Dağatır isminde meşhur bir Nasrânî âlimi, evsâfı görmüş, iman etmiş. Rumlar içinde ilân etmiş; şehid edilmiş. 3
Hem Nasrânî rüesasından Hâris ibni Ebî Şümeri’l-Gasânî ve Şam’ın büyük dinî reisleri ve melikleri, yani Sahib-i İlba ve Herakl ve İbni Nâtûr ve Cârud gibi meşhur zatlar, kitaplarında evsâfını görmüşler ve iman etmişler. Yalnız Herakl, dünya saltanatı için imanını izhar etmemiş. 4
Hem bunlar gibi, Selmânü’l-Farisî, o da evvel Nasrânî idi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfını gördükten sonra onu arıyordu. 5
Hem Temim namında mühim bir âlim, hem meşhur Habeş Reisi Necâşî, hem Habeş Nasârâsı, hem Necran papazları, bütün müttefikan haber veriyorlar ki: "Biz evsâf-ı Nebeviyeyi kitaplarımızda gördük, onun için imana geldik." 6
Üçüncü hüccet:
İşte, bir numune olarak Tevrat, İncil, Zebur’un, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâma ait âyetlerinin birkaç numunesini göstereceğiz.
Birincisi: Zebur’da şöyle bir âyet var:
-7- "Mukîmü’s-Sünne" ise, ism-i Ahmedîdir.
İncil’in âyeti:
Yani, "Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin." Yani, Ahmed gelsin. 8
1
Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:308; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:631; Tirmizî, Menâkıb: 3; el-Mubârekforî, Tuhfetü’l-Ahvezî, no: 3699; el-Hâkim, el-Müstedrek, 2:615; İbni Hişâm, Siretü’n-Nebî, s. 115; Beyhâkî, Delâilü’n-Nübüvve: 2:24; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 158.
2
Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:364; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:744.
3
Beyhâkî, Delâilü’n-Nübüvve: 1:367, 2:526, 6:240-249; el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, 11:401, 12:390-408; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:364; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:739-743; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:240.
4
Buharî, Bed’u’l-Vahy: 6; Şehâdât: 28; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:744; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 121, 150-151; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:198; Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, 3:2108; İbni Adiy, el-Kâmil fi’d-Duafâ, 3:1094; Ebû Naîm, Delâilü’n-Nübüvve, 1:101-102.
5
el-Askalânî, Fethü’l-Bârî, 7:222; Beyhâkî, Delâilü’n-Nübüvve: 2:82; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:310-316; Müsned, 5:437; İbni Hişâm, Sîretü’n-Nebî, 1:233; Ebû Naîm, Delâilü’n-Nübüvve, no. 213; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:604; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:364; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:670; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 144; Ebû Naîm, Delâilü’n-Nübüvve, 1:258-264.
6
Müsned, 1:461; Ebû Dâvud, Cenâiz: 58; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:364; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:744-746; Cisrî, Risâle-i Hamidiye (Türkçe tercümesi); 1:240 Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 163.
7
"Allahım! Fetretten sonra bize Sünneti ihyâ edecek olan zâtı gönder." Yusuf Nebhânî, Hüccetullah ale’l-Âlemîn, 104, 115.
8
Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:352; Cisrî, Risâle-i Hamidiye (Türkçe tercümesi), 1:250; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:201.