Hem İncil’de, esmâ-i Nebevîden Sahibü’l-Kadîbi ve’l-Hirâve, yani, "Seyf ve Asâ Sahibi." Evet, sâhibü’s-seyf enbiyalar içinde en büyüğü, ümmetiyle cihada memur, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdır.
Yine İncil’de, Sahibü’t-Tac’dır. Evet, "Sahibü’t-Tac" ünvanı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma mahsustur. Tac, "amâme," yani sarık demektir. Eski zamanda, milletler içinde, milletçe umumiyet itibarıyla sarık ve agel saran kavm-i Araptır. İncilde Sahibü’t-Tac, kati olarak Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm demektir.
Hem İncil’de el-Baraklit veyahut el-Faraklit ki, İncil tefsirlerinde "hak ve bâtılı birbirinden tefrik eden hakperest" mânâsı verilmiş ki, sonra gelecek insanları hakka sevk edecek zâtın ismidir.
İncil’in bir yerinde, İsâ Aleyhisselâm demiş: "Ben gideceğim, tâ Dünyanın Reisi gelsin." Acaba Hazret-i İsâ Aleyhisselâmdan sonra dünyanın reisi olacak ve hak ve bâtılı fark ve temyiz edip Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın yerinde insanları irşad edecek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka kim gelmiştir? Demek Hazret-i İsâ Aleyhisselâm ümmetine daima müjde ediyor ve haber veriyor ki, "Birisi gelecek, bana ihtiyaç kalmayacak. Ben onun bir mukaddimesiyim ve müjdecisiyim." Nasıl ki şu âyet-i kerime:
Haşiye
Haşiye
Seyyah-ı Meşhur Evliya Çelebi, Hazret-i Şem’un-u Safâ’nın türbesinde, ceylân derisinde yazılı İncil-i Şerifte bu gelen âyeti okumuştur. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında nâzil olan âyet:
Bir oğlan,
yani, İbrahim neslinden ola,
peygamber ola,
yalancı olmaya,
onun
mevlidi Mekke ola,
salihlikle gelmiş ola,
onun mübarek adı *
Ahmed Muhammed ola,
ona uyanlar
bu cihan ıssı olalar,
dahi o cihan ıssı ola.
*Bu Mevâmit kelimesi, Memed’den ve Memed dahi Muhammed’den tahrif edilmiş.
"Hani Meryem oğlu İsa ’Ey İsrailoğulları,’ demişti. ’Ben, daha önce indirilen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmed isminde bir peygamberi müjdelemek üzere size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim.’" Saf Sûresi, 61:6.