Mektubat On Dokuzuncu Mektub

Dokuzuncu Esas: Hem öyle yüksek, kuvvetli hitap ediyor ki, bütün asırlar onu dinler. Evet, aks-i sadâsını herbir asır işitiyor.
Onuncu Esas: Hem o zâtın gidişatında görünüyor ki: Görüyor, öyle haber veriyor. Çünkü en tehlikeli vakitlerde, kemâl-i metanetle, tereddütsüz, telâşsız söylüyor. Bazı olur, tek başıyla dünyaya meydan okuyor.
On Birinci Esas: Hem bütün kuvvetiyle, öyle kuvvetli davet edip çağırır ki, yarı yeri ve nev-i beşerin beşte birini, sesine karşı "Lebbeyk" dedirtti, -1- söylettirdi.
On İkinci Esas: Hem öyle bir ciddiyetle davet ve öyle esaslı bir surette terbiye eder ki, düsturlarını asırların cephesinde ve aktârın taşlarında nakşediyor ve dehirlerin yüzlerinde pâyidar ediyor.
On Üçüncü Esas: Hem tebliğ ettiği ahkâmın sağlamlığına öyle bir vüsuk ve güvenmekle söylüyor ve davet ediyor ki, dünya toplansa, onu bir hükmünden geri çevirip pişman edemez. Buna şahit, bütün tarih-i hayatı ve Siyer-i Seniyesidir.
On Dördüncü Esas: Hem öyle bir itminân ile, bir itimad ile davet eder, tebliğ eder ki, kimseden minnet almaz, hiçbir müşkülâta karşı telâş etmez. Tereddütsüz, kemâl-i samimiyetle ve safvetle ve herkesten evvel kendisi amel edip kabul ederek, getirdiği ahkâmı ilân eder. Buna şahit ise, herkesçe, dost ve düşmanca malûm olan meşhur zühdü ve istiğnâsı ve dünyanın fâni müzeyyenâtına adem-i tenezzülüdür.
On Beşinci Esas: Hem getirdiği dine herkesten ziyade itaati ve Hâlıkına karşı herkesten ziyade ubudiyeti ve menhiyâta karşı herkesten ziyade takvâsı Katiyen gösterir ki, o, Sultan-ı Ezel ve Ebedin mübelliğidir, elçisidir. Ve o, Mâbud-u Bilhakkın en hâlis abdidir ve Kelâm-ı Ezelînin tercümanıdır.
Şu on beş adet esasların neticesi şudur ki: Mezkûr evsafla muttasıf şu zat, bütün kuvvetiyle, bütün hayatında mükerreren ve mütemadiyen -2- der, vahdâniyeti ilân eder.
-3-
-4-

1 İşittik ve itaat ettik. (Bakara suresi: 285)

2 "Bil ki Allah’tan başka ilâh yoktur." Muhammed Sûresi, 47:19.

3 Allahım! Ona ve âline, ümmetinin hasenâtı adedin-ce salât ve selâm et.

4 "Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi, 2:32.