mânâlarıdır. İşte onun gibi,
-1- dahi, pek çok hakaiki câmidir. Ehl-i keşif ve hakikat, keşiflerine göre ayrı ayrı beyan ederler. Ben de böyle fehmederim ki:
Semâvatta binler âlem var. Yıldızların bir kısmı, herbiri birer âlem olabilir. Yerde de herbir cins mahlûkat birer âlemdir. Hattâ herbir insan dahi küçük bir âlemdir.
tabiri ise, "Doğrudan doğruya her âlem, Cenâb-ı Hakkın rububiyetiyle idare ve terbiye ve tedbir edilir" demektir.
Salisen: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:
-2-
Kur’ân-ı Hakîmde Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm demiş:
-3-
Evet, nefsini beğenen ve nefsine itimad eden, bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır. Öyleyse sen bahtiyarsın.
Fakat Bazen olur ki, nefs-i emmâre, ya levvâmeye veya mutmainneye inkılâp eder, fakat silâhlarını ve cihâzâtını âsâba devreder. Âsab ve damarlar ise, o vazifeyi âhir ömre kadar görür. Nefs-i emmâre çoktan öldüğü halde, onun âsârı yine görünür. Çok büyük asfiya ve evliya var ki, nüfusları mutmainne iken, nefs-i emmâreden şekvâ etmişler. Kalbleri gayet selim ve münevver iken, emrâz-ı kalbden vâveylâ etmişler. İşte bu zatlardaki, nefs-i emmâre değil, belki âsâba devredilen nefs-i emmârenin vazifesidir. Maraz ise, kalbî değil, belki maraz-ı hayalîdir.
İnşaallah, aziz kardeşim, size hücum eden nefsiniz ve emrâz-ı kalbiniz değil, belki mücahedenin devamı için beşeriyet itibarıyla âsâba intikal eden ve terakkiyât-ı daimîye sebebiyet veren, dediğimiz gibi bir hâlettir.
İkinci Mesele
Eski hocanın sual ettiği üç meselenin izahatı, Risale-i Nur’un eczalarında vardır. Şimdilik icmâlî bir işaret edeceğiz.
Birinci suali:
Muhyiddin-i Arabî, Fahreddin Râzî’ye mektubunda demiş: "Allah’ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır." Bu ne demektir? Maksat nedir de soruyor?
1 Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Fatiha suresi. 2.)
2 "Allah bir topluluk için hayır murad ettiğinde, onlara nefislerinin ayıplarını gösterir." el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:81.
3 "Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis kötülüğü emredicidir." Yusuf Sûresi, 12:53.