Hizbi’ş-Şeytan" namındaki Birinci Mebhası, o tabakanın i’câzdaki fehmini tasvir ve ispat eder.
Bu Üçüncü Kısmın mütebâki meseleleri ile Dördüncü Kısım tevafukata dair olduğu için, tevafukata dair olan Fihriste ile iktifâ edilerek, burada yazılmamışlardır. Yalnız Dördüncü Kısma ait bir ihtar ile Üçüncü Nükte yazılmıştır.
İkinci tabaka: Gözlü tabakasıdır. Yani, âmi avamdan veyahut aklı gözüne inmiş maddiyunlar tabakasına karşı, Kur’ân’ın gözle görünecek bir işaret-i i’câziyesi bulunduğu, On Sekizinci işarette dâvâ edilmiş. Ve o dâvâyı tenvir ve ispat etmek için çok izaha lüzum vardı. Şimdi anladığımız mühim bir hikmet-i Rabbâniye cihetiyle o izah verilmedi. Pek cüz’î birkaç cüz’iyâtına işaret edilmişti. Şimdi o hikmetin sırrı anlaşıldı ve tehiri daha evlâ olduğuna katî kanaatimiz geldi. Şimdi, o tabakanın fehmini ve zevkini teshil etmek için, kırk vücuh-u i’câzdan, gözle görülen bir veçhini, bir Kur’ân’dan yazdırdık ki o yüzü göstersin.
İhtar
Lâfz-ı Resul’deki nükte-i azîmenin beyanında yüz altmış âyet yazıldı. İşbu âyetlerin hâsiyeti pek azîm olmakla beraber, mânâ cihetiyle birbirini ispat ve tekmil ettiğinden, çok mânidar olduğu için, muhtelif âyâtı hıfz etmek veya okumak arzusunda bulunanlara bir hizb-i Kur’ânî olduğu gibi, Kur’ân kelimesindeki nükte-i azîmenin beyanında, altmış dokuz âyât-ı azîmenin derece-i belagat¨ pek fevkalâde ve kuvvet-i cezâleti pek ulvîdir. Bu da ikinci bir hizb-i Kur’ânî olarak ihvâna tavsiye edilir. Yalnız Kur’ân kelimesi, yedi silsile-i Kur’ân’da mevcut olup, umum o kelimeyi tutmuş, hariç iki kalmış. O iki de "kıraat" mânâsında olduğundan, o huruç, nükteye kuvvet vermiştir. Resul lâfzı ise, o kelime ile en ziyade münasebettar sûreler içinde Sûre-i Muhammed ile Sûre-i Fetih olduğundan, o iki sûreden çıkan silsilelere hasrettiğimizden, hariç kalan Resul lâfzı şimdilik derc edilmemiştir. Vakit müsaade etse, bundaki esrar yazılacaktır inşaallah.
Üçüncü Nükte:
Dört Nüktedir.
Birinci Nükte:
Lâfzullah, mecmu-u Kur’ân’da 2806 defa zikredilmiştir. Bismillâh’takilerle beraber lâfz-ı Rahmân 159 defa, lâfz-ı Rahîm 220, lâfz-ı Gafûr 61, lâfz-ı Rab 846, lâfz-ı Hakîm 86, lâfzı Alîm 126, lâfz-ı Kadîr 31, Lâ ilâhe illâ Hû’daki Hû 26 defa zikredilmiştir.
HAŞİYE
HAŞİYE
Kur’ân’daki âyâtın mecmu-u adedi 6666 olması ve şu geçen 89’uncu sayfada mezkûr Esmâ-i Hüsnânın adedi altı rakamıyla alâkadar bulunması, ehemmiyetli bir sırra işaret ediyor; şimdilik mühmel kaldı.