Mektubat Yirmi Dokuzuncu Mektub

Dedi: "Korkuyorum; belki batacağız."
Ona dedim: "Bu Haliç’te tahminen kaç kayık var?"
Dedi: "Belki bin var."
Ona dedim: "Senede kaç kayık gark olur?"
Dedi: "Bir iki tane. Bazı sene de hiç batmaz."
Dedim: "Sene kaç gündür?"
Dedi: "Üç yüz altmış gündür."
Dedim: "Senin vehmine ilişen ve korkuna dokunan batmak ihtimali, üç yüz altmış bin ihtimalden birtek ihtimaldir. Böyle bir ihtimalden korkan, insan değil, hayvan da olamaz."
Hem ona dedim: "Acaba kaç sene yaşamayı tahmin ediyorsun?"
Dedi: "Ben ihtiyarım. Belki on sene daha yaşamam ihtimali vardır."
Dedim: "Ecel gizli olduğundan, herbir günde ölmek ihtimali var. Öyleyse, üç bin altı yüz günde hergün vefatın muhtemel. İşte, kayık gibi üç yüz binden bir ihtimal değil, belki üç binden bir ihtimalle bugün ölümün muhtemeldir. Titre ve ağla, vasiyet et" dedim.
Aklı başına geldi, titreyerek kayığa bindirdim. Kayık içinde ona dedim:
"Cenâb-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip için değil. Ve hayatı ağır ve müşkül ve elîm ve azap yapmak için vermemiştir. Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beş altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, hayatı azâba çevirir."
İşte, ey kardeşlerim! Eğer ehl-i ilhâdın dalkavukları sizi korkutmakla kudsî cihad-ı mânevînizden vazgeçirmek için size hücum etseler, onlara deyiniz:
"Biz hizbü’l-Kur’ân’ız. -1- sırrıyla, Kur’ân’ın kalesindeyiz. -2- etrafımızda çevrilmiş muhkem bir surdur. Binler ihtimalden bir ihtimalle şu kısa hayat-ı fâniyeye küçük bir zarar gelmesi korkusundan, hayat-ı ebediyemize yüzde yüz, binler zarar verecek bir yola bizi ihtiyarımızla sevk edemezsiniz."
Ve deyiniz: "Acaba hizmet-i Kur’âniyede arkadaşımız ve o hizmet-i kudsiyenin tedbirinde üstadımız ve ustabaşımız olan Said Nursî’nin yüzünden, bizim gibi hak yolunda ona dost olan ehl-i haktan kim zarar görmüş? Ve onun has talebelerinden kim belâ görmüş ki biz de göreceğiz

1 "Şüphesiz ki Kur’ân’ı Biz indirdik; onu koruyan da elbette Biziz." Hicr Sûresi, 15:9.

2 "Allah bize yeter; O ne güzel vekildir." Âl-i İmrân Sûresi, 3:173.