Dokuzuncu Kısım
Telvihât-ı Tis’a
-1-
Şu kısım, turuk-u velâyet hakkında olup Dokuz Telvihtir.
* Birinci Telvih
Tasavvuf, tarikat, velâyet, seyr ü sülûk namları altında şirin, nuranî, neşeli, ruhanî bir hakikat-i kudsiye vardır ki, o hakikat-i kudsiyeyi ilân eden, ders veren, tavsif eden binler cilt kitap, ehl-i zevk ve keşfin muhakkikleri yazmışlar, o hakikati ümmete ve bize söylemişler.
-2- Biz, o muhit denizinden birkaç katre hükmünde birkaç reşhÂlarını şu zamanın bazı ilcaatına binaen göstereceğiz.
Sual: Tarikat nedir?
Elcevap: Tarikatin gaye-i maksadı, marifet ve inkişaf-ı hakaik-i imaniye olarak, Mirac-ı Ahmedînin (a.s.m.) gölgesinde ve sâyesi altında kalp ayağıyla bir seyr ü sülûk-i ruhanî neticesinde, zevkî, hÂlî ve bir derece şuhudî hakaik-i imaniye ve Kur’âniyeye mazhariyet; "tarikat," "tasavvuf" namıyla ulvî bir sırr-ı insanî ve bir kemÂl-i beşerîdir.
Evet, şu kâinatta insan bir fihriste-i câmia olduğundan, insanın kalbi binler Âlemin harita-i mâneviyesi hükmündedir. Evet, insanın kafasındaki dimağı, hadsiz telsiz telgraf ve telefonların santral denilen merkezi misilli, kâinatın bir nevi merkez-i mânevîsi olduğunu gösteren hadsiz fünun ve ulûm-u beşeriye olduğu gibi, insanın
1 "Bilin ki, Allah’ın dostları için ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar." Yunus Sûresi, 10:62.
2 Allah onları bol hayırlarla mükâfatlandırsın.