Mektubat Yirmi Dokuzuncu Mektub

doğruya kâinatın HÂlık-ı ZülcelÂline abd olmak ve muhatap olmak ve dost olmak ve hÂlil olmak ve ayna olmak ve ahsen-i takvimde olduğunu göstermekle, benî Âdemin melâikeye rüçhaniyetini ispat etmek ve şeriatın imanî ve amelî cenahlarıyla makamât-ı Âliyede uçmak ve bu dünyada saadet-i ebediyeye bakmak, belki de o saadete girmektir.
-1-
-2-

1 "Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." Bakara Sûresi, 2:32.

2 Allahım! Bütün asırların gavs-ı ekberi ve bütün çağların kutb-u âzamı olan Efendimiz Muhammed’e ve bütün Âl ve ashabına salât ve selâm et-o efendimiz ki, Miracında haşmet-i velâyeti ve makam-ı mahbubiyeti tezahür etmiştir ve bütün velâyetler onun Miracının gölgesinde münderiç bulunmaktadır. Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.