tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp
-1- der.
Beşinci Nükte
Dua ubudiyetin ruhudur ve hâlis bir imanın ne-ticesidir. Çünkü dua eden adam duasıyla gösteri-yor ki:
"Bütün kâinata hükmeden birisi var ki, en küçük işlerime ıttılaı var ve bilir. En uzak maksudları-mı yapabilir. Benim her halimi görür, sesimi işitir. Öyleyse, bütün mevcudatın bütün seslerini işitiyor ki, benim sesimi de işitiyor. Bütün o şeyleri O yapıyor ki, en küçük işlerimi de Ondan bekliyorum, Ondan istiyorum."
İşte, duanın verdiği hâlis tevhidin genişliğine ve gösterdiği nur-u imanın halâvet ve sâfiliğine bak,
-2- sırrını anla ve
-3- fermanını dinle.
denildiği gibi, eğer ver-mek istemeseydi, istemek vermezdi.
-4-
-5-
1 Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. (Fatiha suresi: 2.)
2 "De ki: Eğer duanız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?" Furkan Sûresi, 25:77.
3 "Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, size cevap vereyim." Mü’min Sûresi, 40:60.
4 "Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin." Ba-kara Sûresi, 2:32.
5 Allahım! Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashabı-na, ezelden ebede kadar ilm-i İlâhîdeki mevcudatın adedince salât ve selâm et; bize ve dinimize selâmet ver. Âmin. Her türlü hamd ve övgü, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.