İkinci nokta:
Kur’an bütün beşerin tabakatına hitap ve deva olduğu için, zeki-gabi, taki-şaki, zahid-gayr-ı zahid, bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlahiyeye mazhar ve bu eczahane-i Rahmaniyeden ilaç almaya hakları vardır. Halbuki, Kur’an’ı tamamen ve daima okumak herkese müyesser değildir. Bunun için, lüzumlu olan maksatlar, hüccetler bilhassa uzun sürelerde tekrar edilmiştir ki, herbir süre hemen hemen bir küçük Kur’an hükmünde olsun ki, herkes suhuletle istediği vakit istediği süreyi okumakla tam Kur’an’ın sevabını kazanabilsin. Evet,
olan ayet-i kerime bu hakikatı ispat ediyor.
Üçüncü nokta:
Cismani ihtiyaçlar vakitlerin ihtilaflarıyla tebeddül eder, noksan ve fazlalaşır. Mesela, havaya olan ihtiyaç her anda var. Suya olan ihtiyaç, midenin harareti zamanlarında olur. Gıdaya olan hacet, her günde olur. Ziyaya olan ihtiyaç, alelekser haftada bir defa lazımdır. Ve hakeza...
Kezalik manevi ihtiyaçlar da vakitleri muhtelif ve mütefavittir. Her anda Allah kelimesine ihtiyaç vardır. Her vakit Besmeleye, her saatte La ilahe illallah’a ihtiyaç vardır. Ve hakeza...
Binaenaleyh, ayetlerin, kelimelerin tekrarı, ihtiyaçların tekrarından ileri geliyor. Ve keza, o gibi hükümlere olan ihtiyacın şiddetine işarettir.
Dördüncü nokta:
Bilirsiniz ki, Kur’an bu metin din-i azimin esasatını ve İslamiyetin erkanını tesis ettiği gibi, içtimaat-ı beşeriyeyi tebdil eden bir kitaptır. Malumdur ki, müessis olan zat, vaz ettiği esasları güzelce yerleştirmek için tekrarlara çok ihtiyacı olur. Evet, tekrar edilen şey sabit kalır, takarrur eder, unutulmaz.
Ve keza, Kur’an beşerin muhtelif tabakalarından kali veya hali yapılan suallere lazım olan cevapları veren umumi bir mürşid-i mücibdir. Malüm ya, sual tekerrür ederse cevap da tekerrür eder.
Beşinci nokta:
Bilirsiniz ki, Kur’an pek büyük meselelerden bahseder. Ve kalbleri iman ve tasdike davet eder. Ve çok ince hakikatlerden bahis açar. Akılları, marifete, dikkate tahrik eder. Binaenaleyh o mesailin, o ince hakaikin, kalblerde, efkarda tesbit ve takriri için suver-i muhtelifede türlü türlü üslüplarla tekrara ihtiyaç vardır.
Altıncı nokta: Bilirsiniz ki, her ayet için bir zahir var, bir batın var; bir had var, bir muttala’ var. Ve herbir kıssa için çok vecihler, hükümler, faydalar, maksatlar vardır. Binaenaleyh, muayyen bir ayet her yerde öbür münasip bir vecih için, bir fayda için zikredilebilir. Bu itibarla, zahiren tekrar görünse bile hakikatte tekrar değildir.