Sözler Lemeat

Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatâdır
Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah’ın gazabından fazla gazab edilmez.
Öyle ise, işi bırak o âdil-i Rahîme. Fazla şefkat elemdir; fazla gazab zemîme.


İsraf sefâhetin, sefâhet sefâletin kapısıdır
Ey müsrifli kardeşim! Tegaddî noktasında bir iken iki lokma; bir lokma bir kuruşa, bir lokma on kuruşa.
Hem ağıza girmeden, hem boğazdan geçtikten, müsâvi bir olurlar. Yalnız ağızda, o da kaç saniyede, bîhûşe verir nûşe.
Zevkî bir fark bulunur, dâim onu aldatır o kuvve-i zâika; bedene, hem mideye kapıcı müfettişe.
Onun tesiri menfî, müsbet değil. Vazife yalnız kapıcıyı taltif ve memnun etmek. Nûş verirsin o bîhûşa.
Aslî vazifesinde onu müşevveş etmek, tek bir kuruş yerine on bir kuruşu vermek, olur şeytanî pîşe.
İsrafın en sefihi, tebzîrin en sakîmi, bir tarzdır bir çeşidi. Heves etme bu işe.

Zâika telgrafçıdır; telzîz ile baştan çıkarma Hâşiye
Rubûbiyet-i İlâh, hikmet ve inâyeti, ağızla hem burunla iki merkezi teşkil eylemiştir içinde hudud karakolu.
Hem, muhbirleri de koymuş. Şu âlem-i sağîrde damarları telefon, âsabları telgraf hükmüne vaz’ eylemiş.
Şâmme telefonu, hem telgrafa zâika inâyet memur etmiş o Rezzâk-ı Hakiki, erzak üstüne koymuş rahmetten bir tarife: taam ve levn ve hem râyiha.
İşte şu havâss-ı selâse, o erzak cânibinden birer ilânnâmesi, birer dâvetnâmesi, bir izinnâmesi, hem
Bir dellâldır ki, muhtaç ve müşteriler hep onlarla celb olur. Mürtezık hayvanlara zevk ve rü’yet ve şem, birer âlet vermiş.
Hem taamları muhtelif zînetlerle süsletmiş. Havâî gönülleri avutup, lâkaydları teheyyüc ile cezb etmiş.

Hâşiye
İktisad Risâlesinin çekirdeğidir. Belki on sayfa olan İktisad Risâlesini kable’l vücud on satırda okumuş.