Sözler On Yedinci Söz


Her zîhayat Senin temâşâna, san’atın olan zemin yüzüne her yerden çıkıp bakıyorlar.

Aşağıdan, yukarıdan dellâllar gibi çıkıp bağırıyorlar.

Senin cemâl-i nakşından keyiflenip, o dellâl-misâl ağaçlar oynuyorlar.

Senin kemâl-i san’atından neş’elenip, güzel güzel sadâ veriyorlar.

Güyâ sadâlarının tatlılığı, onları da neş’elendirip nâzeninâne bir naz ettiriyor.

İşte ondandır ki; şu ağaçlar raksa gelmiş, cezbe istiyorlar.

Şu Rahmet-i İlâhiyenin âsârıyladır ki; her zîhayat, kendine mahsus tesbih ve namazın dersini alıyorlar.

Ders aldıktan sonra, herbir ağaç, yüksek bir taş üzerinde Arşa başını kaldırıp durmuşlar.

Herbirisi, yüzler ellerini, Şehbâz-ı Kalender
Hâşiye 1 gibi dergâh-ı İlâhîye uzatıp muhteşem bir ibâdet vaziyetini almışlar.

Hâşiye 1 Şehbâz-ı Kalender, meşhur bir kahramandır ki, Şeyh Geylânî’nin irşâdıyla, dergâh-ı İlâhîye ilticâ edip, mertebe-i velâyete çıkmıştır.