Sözler Yirmi Beşinci Söz

hem, -1-
hem, -2-
Daha sen buna göre kıyas et. Meselâ
-3-
Şu dört cümlenin herbirisinin iki mânâsı var. Bir mânâ ile öteki cümlelere delildir, diğer mânâ ile onlara neticedir. On altı münâsebet hatlarından bir nakş-ı nazmî-i i’câzî hâsıl olur. İşârâtü’l-İ’câz’da öyle bir tarzda beyân edilmiş ki, bir nakş-ı nazmî-i i’câzî teşkil eder. On Üçüncü Sözde beyân edildiği gibi, güyâ ekser âyât-ı Kur’âniyenin herbirisi ekser âyâtın herbirisine bakar bir gözü ve nâzır bir yüzü vardır ki, onlara münâsebâtın hutût-u mâneviyesini uzatıyor. Birer nakş-ı i’câzî nesc ediyor. İşte, İşârâtü’l-İ’câz, baştan aşağıya kadar bu cezâlet-i nazmiyeyi şerh etmiştir.
İkinci Nokta: Mânâsındaki belâgat-ı hârikadır. On Üçüncü Sözde beyân olunan şu misâle bak.
Meselâ, -4- âyetindeki belâgat-ı mâneviyeyi zevk etmek istersen, kendini nur-u Kur’ân’dan evvel Asr-ı Câhiliyette, sahrâ-i bedeviyette farz et ki, herşey zulmet-i cehil ve gaflet altında perde-i cümûd-u tabiata sarılmış olduğu bir anda Kur’ân’ın lisân-ı semâvîsinden, veyahut, -5- gibi âyetleri işit, bak. Nasıl ki, o ölmüş veya

1 Hiçbir şey Onun dengi değildir. Çünkü O, doğmamıştır; çünkü O, herşey Kendisine muhtaç olan, Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayandır; çünkü O, Ehad’dir; çünkü O, Allah’tır.

2 O, Allah’tır. O halde, Ehad’dir; o halde, Samed’dir. Öyle ise doğurmamıştır, öyle ise doğrulmamıştır; öyle ise O, hiçbir şey Kendisine denk olmayandır.

3 Elif lâm mim. • Şu yüce kitap ki, onda aslâ şüphe yoktur. O, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlar için bir yol göstericidir. (Bakara Sûresi: 1-2.)

4 Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih eder. Onun kudreti her şeye gàliptir ve hikmeti her şeyi kuşatır. (Hadîd Sûresi: 1.)

5 Yedi gökle yer ve onların içindekiler Onu tesbih eder. (İsrâ Sûresi: 44.)