kadar hikmetlerle müzeyyen ve gàyelerle müsmirdir; ve mevcudât, zerrelerden güneşlere kadar, vazifelerle muvazzaftır ve evâmir-i İlâhiyeye musahharlardır.
"
-1- Veyahut, firavunlaşmış maddiyyun gibi, ’Kendi kendine oluyorlar, kendi kendini besliyorlar, kendilerine lâzım olan herşeyi yaratıyorlar" mı tahayyül ediyorlar ki, imândan, ubûdiyetten istinkâf ederler? Demek, kendilerini birer hàlık zannederler. Halbuki, birtek şeyin hàlıkı, herbir şeyin hàlıkı olmak lâzım gelir. Demek kibir ve gururları onları nihayet derecede ahmaklaştırmış ki, bir sineğe, bir mikroba karşı mağlûp bir âciz-i mutlakı, bir kadîr-i mutlak zannederler. Mâdem bu derece akıldan, insaniyetten sukut etmişler; hayvandan, belki cemâdâttan daha aşağıdırlar. Öyle ise, bunların inkârlarından müteessir olma. Bunları dahi bir nevi muzır hayvan ve pis maddeler sırasına say; bakma, ehemmiyet verme.
"
-2- Veyahut Halıkı inkâr eden fikirsiz, sersem muattıla gibi, Allah’ı inkâr mı ediyorlar ki, Kur’ân’ı dinlemiyorlar? Öyle ise, semâvât ve arzın vücudlarını inkâr etsinler; veyahut ’Biz halk ettik’ desinler, bütün bütün aklın zıvanasından çıkıp divâneliğin hezeyânına girsinler. Çünkü, semâda yıldızları kadar; zeminde çiçekleri kadar berâhin-i tevhid görünüyor, okunuyor. Demek, yakîne ve hakka niyetleri yoktur. Yoksa, bir harf kâtipsiz olmaz bildikleri halde, nasıl bir harfinde bir kitap yazılan şu kâinat kitâbını, kâtipsiz zannediyorlar?
"
-3- Veyahut, Cenâb-ı Hakkın ihtiyârını nefyeden bir kısım hükemâ-i dâlle gibi ve Berâhime gibi, asl-ı nübüvveti mi inkâr ediyorlar, sana imân getirmiyorlar? Öyle ise, bütün mevcudâtta görünen ve ihtiyâr ve irâdeyi gösteren bütün âsâr-ı hikmeti ve gàyâtı ve intizamâtı ve semerâtı ve âsâr-ı rahmet ve inâyâtı ve bütün enbiyânın bütün mu’cizâtlarını inkâr etsinler. Veya ’Mahlûkata verilen ihsanâtın hazîneleri yanımızda ve elimizdedir’ desinler, kàbil-i hitâb olmadıklarını göstersinler. Sen de onların inkârından müteellim olma, ’Allah’ın akılsız hayvanları çoktur’ de.
"
-4- Veyahut, aklı hâkim yapan mütehakkim mûtezile gibi kendilerini Halıkın işlerine rakîb ve müfettiş tahayyül edip, Halık-ı Zülcelâli mes’ul tutmak mı istiyorlar? Sakın fütur getirme. Öyle hodbînlerin inkârlarından birşey çıkmaz. Sen de aldırma.
1 Veya kendi kendilerini mi yaratıyorlar? (Tûr Sûresi: 35.)
2 Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Doğrusu onların düşünüp imân etmeye niyetleri yoktur. (Tûr Sûresi: 36.)
3 Yoksa Rabbinin hazîneleri onların yanında mı? (Tûr Sûresi: 37.)
4 Veya kâinatın tedbîr ve idaresini onlar mı ele geçirdi? (Tûr Sûresi: 37.)