Evet, iman sayesinde Allah’a olan mensubiyetimi anlama sırrıyla, bir dakika yaşamak, bu mani intisaptan mahrum olarak binler sene yaşamanın yerine geçer. Hatta, o tek dakika, mertebelerce, o binler seneden daha mükemmel ve daha geniştir.
Ve keza, benim gökte azameti, yerde ayetleri görünen ve göklerle yeri altı günde yaratan Zatın sanatı olmam, varlık ve değer olarak bana yeter.
Ve keza, benim semayı kandillerle süsleyip aydınlatan ve yeri çiçeklerle bezeyip parlatan bir Zatın sanatı olmam, varlık ve kemal olarak bana yeter.
Ve keza, benim bu kainatın mükemmellik ve güzellikleriyle Onun kemal ve cemaline nispeten zayıf bir gölge, kemalinin alametleri ve cemalinin işaretleri olan bir Zatın mahluku ve kulu olmam, iftihar ve şeref olarak bana yeter.
Ve keza, tohum ve çekirdekler denilen bir avuç latif sandukçaların içerisine kudretiyle ve bir
"OI!" emriyle milyonlarca kantar gıda yerleştiren ve bu latif sandukçalarda sayılamayacak kadar nimetleri depolayan Zat, herşeye bedel bana kafidir.
Ve keza, her güzellik ve iyilik sahibine bedel, o sonsuz güzellik ve rahmet sahibi olan Zat bana kafidir. Ki, bu güzel masnuat, mevsim, asır ve devirlerin geçmesiyle Onun cemal tecellilerinin tazelenmesi için birer ayna vazifesi görür. Bahar ve yaz mevsimlerinde birbiri ardı sıra gelen meyveler ve peş peşe devam eden nimetler, ancak Onundur. Mahlukat, günler ve yıllar gittikçe sürüp giden ihsan mertebelerinin yenilenmesi için birer mazhardır.
Ve keza, benim ölüm ve hayatın yaratıcısı olan Allah’ın isimlerinin cilvelerine bir harita, bir fihriste, bir özet, bir ölçü ve bir mikyas olmam, hayat ve mahiyetleri bakımından bana yeter.
Ve keza, benim kudret kalemiyle yazılmış Kadir-i Mutlak, Hayy-ı Kayyum ve Esma-i Hüsna sahibi Fatırımın zati şuunatına hayatımın ayinedarlığıyla delalet edip anlatan bir kelime oluşum, hayat ve vazife olarak bana kafidir.
Ve keza, benim vücuduma giydirilen süslü elbiseler, fıtratıma yerleştirilen hilatlar ve İlahi rahmetin süslü hediyelerinin dizildiği bir gerdanlığı andıran hayatımla beni böylece teçhiz eden Halıkımın isimlerinin cilveleriyle süslenişim, kainat Halıkının nazar-ı şuhuduna ve kardeşlerim olan mahlukata yaptığım ilan, teşhir, hayat ve hakk-ı hayat olarak bana kafidir.