El-Hutbetü’ş-Şamiye namndaki Arabi dersin tercümesinin Mukaddimesidir
-1-
-2-
Aziz; sıddık kardeşlerim,
Kırk sene evvel Şamdaki Camiü’1-Emevide Şam ulemasının ısrarıyla, on bin adama yakın, içinde yüz ehl-i ilim bulunan azim cemaate verilen bu Arabi ders risalesindeki hakikatleri bir hiss-i kalbe1-vuku ile Eski Said hissetmiş, kemal-i katiyetle müjdeler vermiş ve pek yakın zamanda o hakikatler görünecek zannetmiş. Halbuki iki harb-i umumi ve yirmi beş sene bir istibdad-ı mutlak, o hiss-i kable1-vukuun kırk sene tehirine sebep olmuş ve şimdi, o zamanda verdikleri haber, aynen tezahürleri alem-i İslamiyette başlamış. Demek bu pek ehemmiyetli ders, zamanı geçmiş eski bir hutbe değil, belki doğrudan doğruya bin üç yüz yirmi yediye bedel, bin üç yüz yetmiş birdeki Camiü’1-Emevi yerine alem-i İslam camiinde üç yüz yetmiş milyon bir cemaate hakikatli ve taze bir ders-i içtimai ve İslamidir diye tercümesini neşretmek münasip görürseniz neşredersiniz.
Gayet mühim bir suale verilen çok ehemmiyetli bir cevabı burada yazmaya münasebet geldi. Çünkü, kırk sene evvel Eski Said, o dersinde bir hiss-i kablel-vuku ile Risale-i Nurun harika derslerini ve tesiratını görmüş gibi bahsediyor. Onun için o sual-cevabı yazacağız. Şöyle ki:
Çoklar tarafından hem bana, hem bazı Nur kardeşlerime sual etmişler ve ediyorlar: "Neden bu kadar muarızlara karşı ve muannid feylesoflara ve ehl-i dalalete mukabil Risale-i Nur mağlup olmuyor? Milyonlar kıymettar hakiki kütüb-ü imaniye ve İslamiyenin intişarlarına bir derece sed çekmekle ve sefahet ve hayat-ı dünyeviyenin lezzetleriyle çok biçare gençleri ve insanları hakaik-ı imaniyeden mahrum bırakıyorlar. Halbuki en şiddetli hücum ve en gaddarane muamele ve en ziyade yalanlarla ve aleyhinde yapılan propagandalarla Risale-i Nur’u kırmak, insanları ondan ürkütmek ve vazgeçirmeye çalıştıkları halde, hiçbir eserde görülmediği
1 Allah’ın adıyla. Onu her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz. · Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Süresi: 44. )
2 Allah’ın selamı, rahmeti. ve bereketi ebediyete kadar daima üzerinize olsun.