Şuâlar — On Birinci Mesele

Onbirinci Meselenin haşiyesinin bir lâhikasıdır

Ayetü’l-Kürsînin tetimmesi olan bin üç yüz elli (1350), bin dokuz yüz yirmi dokuz (1929) veya (1928), dokuz yüz kırk altı (946) "Risaletü’n-Nur" ismine muvafık; bin üç yüz kırk yedi (1347); eğer beraber olsa bin on iki (1012), eğer beraber olmazsa dokuz yüz kırk beş (945) (bir şedde sayılmaz), bin üç yüz yetmiş iki (1372) (şeddesiz), bin dört yüz on yedi (1417); bin üç yüz otuz sekiz (1338) (şedde sayılmaz) bin iki yüz doksan beş (1295) (şedde sayılır) eder. Risaletü’n-Nur’un hem iki kere ismine, hem suret-i mücahedesine, hem tahakkukuna ve telif ve tekemmül zamanına tam tamına









1 Dinde zorlama yoktur; doğruluk sapıklıktan, îman küfürden iyice ayrılmıştır." Bakara Sûresi, 2:256.

2 Kim birer mâbud gibi kıymet verilen tâğutları reddederse..." Bakara Sûresi, 2:256.

3 Ve kim Allah’a îman ederse, işte o (...) yapışmıştır." Bakara Sûresi, 2:256.

5 O kopmaz ve kırılmaz. Allah ise herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla bilendir.
Allah imân edenlerin dostu ve yardımcısıdır." Bakara Sûresi, 2:256-257.

6 Onları inkâr karanlıklarından kurtarıp hidâyet nûruna kavuşturur." Bakara Sûresi, 2:257.

7 İnkâr edenlerin dostu ise tâğutlardır;" Bakara Sûresi, 2:257.

8 Onları imân nûrundan mahrum bırakıp inkâr karanlıklarına sürükler." Bakara Sûresi, 2:257.

9 İşte onlar Cehennem ateşinin ehlidir, orada ebediyen kalacaklardır." Bakara Sûresi, 2:257.