Sünuhat İfade-i Marem

etmek için, İslâmın perişaniyetini-el’iyazübillah-uhuvvet-i İslâmiyenin boğulmasını arzu eder. Hasmın zulm-ü kâfiranesini, hayale gelemez cerbezeli tevillerle adalet suretinde göstermek ister.
Medeniyet-i hazıra itibarıyla görüyoruz ki, şu medeniyet-i meş’ume öyle gaddar bir düstur-u zulüm beşerin eline vermiş ki, bütün mehasin-i medeniyeti sıfıra indiriyor. Melâike-i kiramın, ’deki endişelerinin sırrını gösteriyor.
İşte, bir köyde bir hain bulunsa, o köyü mâsumeleriyle imhâ etmek veya bir cemaatte bir âsi bulunsa, o cemaati çoluk çocuğuyla ifnâ etmek veya Ayasofya gibi milyarlara değer mukaddes bir binaya, kanun-u zâlimanesine serfurû etmeyen birisi tahassun etse, o binayı harap etmek gibi, en dehşetli vahşetlere şu medeniyet fetva veriyor.
Acaba, bir adam, kardeşinin günahıyla hak nazarında mes’ul olmadığı halde, nasıl oluyor

"Yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek birisini mi yaratacaksın?" Bakara Sûresi, 2:30.