Sünuhat Rü'yada Bir Hitabe

"İşte size dehşetli bir günah ve zulüm ki, ancak haşirdeki mizan tartabilir. "
Denildi: "Mağlûbiyet mâlûmdu, biz bilirdik. Bilerek bizi belâya attılar."
Dedim: "Acaba Hindenburg gibi dehşetli insanlar nazarına nazarî kalmış olan gaye-i harp, sizin gibi acemîlere nasıl malûm ve bedihî olabilir? Acaba fikir dediğiniz şey-el’iyazü billâh-arzu olmasın? Bazan zâlimane intikam-ı şahsî, arzuya fikir suretini giydirir.
"Yahu, pis bir çamura düşmüşsünüz, misk ü anber diye yüzünüze gözünüze bulaştırmaya ne mânâ var?"
İşte misâlîlerin münevver gece meclisinde ve dünyevîlerin muzlim gündüz mahfelinde akıldan akma değil, kalbde çıkan beyanatım: İstersen kabul et, istersen etme-anlamak şartıyla.
İster al gûş-i kabul-i câne, ister hiddet et.
• • •

Buna kıyas et.