Binler selâm. Siz maddî rütbenizden çok yüksek mânevî rütbeniz iktizasıyla ayrı ayrı yerlere gönderiliyorsun. O yerlerin sana ihtiyacı var. Hiç merak etme. Senin Risaletü’n-Nur hakkında mektupların, çok talebe yerinde, senin bedeline hizmet-i Nuriyede çalışıyorlar. Birinciliği daima sana kazandırıyorlar.
Kardeşiniz
Said Nursî
• • •
Yıldız mektubu
Aziz, sıddık kardeşlerim, hizmet-i Kur’âniyede çalışkan arkadaşlarım Sabri (r.h.), Hüsrev, Hafız Ali (r.h.), Refet, Bekir, Lütfü (r.h.), Rüşdü,
Size Cemaziye’l-Âhir ayında vuku bulan bir hadise-i semâviye münasebetiyle bir mesele beyan edeceğim. Şöyle ki:
Hazret-i zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm’ın zuhuru zamanında,
âyetinin bir nümunesini gösterir bir tarzda, recm-i şeyâtîne alâmet olan yıldızların düşmesi kesretle vuku bulmuştur. Ehl-i tahkikin nazarında, o zaman vahiy zamanı geldiğinden, vahye şüphe gelmemek için, kâhinler gibi, gaybî ve cinler vasıtasıyla semavî haberlerine karışanlara sed çekmeye alâmet ve işaret olmakla beraber, zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm cin ve inse meb’us olarak teşrifine semâvât ehlince bir şenlik, bir bayram gibi bir alâmet-i sürur olduğunu, ehl-i keşif ve hakikat hükmetmişlerdir.
Hem o meb’us zat, ehl-i küfür ve dalâlet için bir nirân-ı muhrika ve ehl-i hidayet için envâr-ı müşrika menbaı olduğuna, gaybî ve semavî bir işarettir. Şimdi şu Cemâziye’l-Âhirde emsâli görülmemiş bir tarzda, gece saat dörtte başlayıp, beş ve beş buçuğa kadar devam eden yıldızların düşmesi ehemmiyetli bir hâdise-i semâviyedir. Semâvâtın hâdisâtı zeminimize baktığı cihetle herhalde o hâdisâtın dahi küre-i arzda bir eseri olacaktır. Cenab-ı Hakkın rahmetine sığınmalıyız ki, nîrân-ı muhrika yapmasın, envâr-ı müşrikaya çevirsin.
"Yıldızlar saçıldığı zaman." İnfitar Sûresi, 82:2.