Barla Lâhikası Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi

Evet, nasıl ki Kur’ân-ı Hakîmin sûrelerinde, âyetler birbirine bakar, işaret ederler. Öyle de, Cenab-ı Hakkın bir kur’ân-ı kebîri olan şu kâinatın ulvî, süflî sûreleri dahi birbirine bakar, birbirinin nüktelerini izhar eder. Semâ sûresinde bizim gibi lâfz-ı Celâli yalnız kırmızı yazmak değil, belki nur yaldızıyla Lâfza-i Celâl gibi yazılan yıldızlar ve o yıldızlardan fışkıran nuranî noktalar, elbette bir işaret fişekleri hükmünde, birer sırrı ilân ettiğini, o muciznümâ semavî sûresinin şânındandır. Kendimizce bir fâl-i hayır addetmeliyiz.
Saniyen: Size semâvâtın kırmızı yıldızlarını andıran, Kur’ân’daki İsm-i Celâlin iki bin sekiz yüz altı (2806) defa tekerrürü, Kur’ân semâsını o nuranî yıldızlarla ziynetlendirmiş ve o adetlerin sayfalar, yapraklar, sûreler itibarıyla birbirine mânidar münâsebât-ı tevafukıyetleri, daha ziyade letâfetini, ziynetini güzelleştirmiş.
Bu defa size kendi nüsha-i Kur’âniyemi gönderiyorum. Bu nüshamda size gönderilen listeye göre işaretler koydum. İsm-i Celâl ve ism-i Rabbe ayrı ayrı işaret vaz edildi.
İsm-i Celâlin tevafukat-ı adediyesi hem muntazamdır, hem mânidardır; fakat bir parça dikkat ister. Çünkü, risalelerde görünen tevafuk gibi, daima sayfa sayfaya bakmıyor. Bazan sayfa mukabiline değil, belki bir arkasına veya arkasının mukabiline bakar. Bazan bir yaprak atlar, bazan bir sayfa iki sayfanın mecmuuna bakar. Meselâ: Otuz beşinci sayfada on üç (13) adet Lâfza-i Celâl gelir. Arkasına sekiz (8), sonra beş (5) geliyor. Demek o on üç adet bu iki rakama birden bakar ki, o da on üç ediyor, ve hâkeza... Hem bazan bir sayfa, iki sayfanın mecmuuna bakmakla beraber, aynı suretinde iki adet gelir, herbiri onun bir cüzünü gösterir. Meselâ: Sûre-i Tevbe’de, 188. sayfada on altı Lâfza-i Celâl geliyor, arkasında altı geliyor, altının arkasında on geliyor. Beraber yukarıdan okunsa on altı olur, tevafuk eder.
Sûre-i Ahzab’ın yine sayfa dört yüz yirmi ikide (422) on altı İsm-i Celâl geliyor; zahirî tevafuku yok. Halbuki bir sayfa daha evvel on gelir ve mukabilinde altı var; terkip edilse on altı olur, tevafuk eder. Hem bazan ism-i Rab ile beraber tevafuk eder. Bazan sayfa sayfaya değil, yaprak yaprağa bakar. Hem bazan sayfa rakamına bakar.
Dokuz rakamı çok defa sayfa rakamına baktığı için tevafuktan çıktığını hissettim.
HAŞİYE Her neyse, siz de tetkik edersiniz. Sonra meşveretinizle gizli tevafukatı gösterecek rakamları yazacağız. Yeni yazdığımız Kur’ân’dan tensip ettiğiniz takdirde kaydedeceğiz. Başta yüz elli sayfada elli bir defa yedi ve sekiz geliyor. Yirmi sekizde sekizdir, yirmi üçte yedidir. Bu yedi, sekiz birbirine muvafık kabul edilmiş; yediden sekize, sekizden yediye geçmekle tevafuk bozulmuyor. Bu iki rakamın Kur’ân’da mühim sırları bulunduğu hissedilir.

HAŞİYE
Elhasıl: Bazı esrar-ı gaybiye için tevafukat şeklini değiştiriyor. Lâfza-i Celâlin diğer lâtif ve câzibedar ve mânidar bir tevafuku şudur ki: Başta Fatiha sayfasıyla beraber yüz elli bir sayfada, elli bir defa yedi ile sekiz geliyor.