mevsim değişmiş; huruftan ziyade hakaika ihtiyaç vardır. Gelecek yaza kadar, muvakkaten o kapıyı ihtiyarımızla çalmayacağız. Fakat o hurufa ait beyanat ne derece hak olduğunu, Mevlânâ Câmî’nin Divanıyla kardeşlerimle tefe’ül ettik. Dedik: "Yâ Câmî! Bu hurufat-ı Kur’âniyeye dair beyan ettiğimiz nüktelere ne dersin?" Bir Fatiha okuyup falı açtık. İşte başta fal şu geldi:
yani, "Bu huruf öyle harf değildir ki, akıl ve idrak sayfasından gitsin. Öyle kudsî harf, öyle güzel şirin hat, daima kalbimin sayfalarında yazılmalı, silinmemeli." Aciptir ki, bütün Divanında bu fala benzer mealde yazı göremedik. Demek bu fal, Hazret-i Câmî’nin kerametinden bir nebze oldu.
Kardeşiniz
Said
• • •
Mucizât-ı Ahmediyeye (a.s.m.), sana güzel ve tevafuklu bir tarzda yazdırdım. Hüsrev kerametli kalemiyle bana yazdığı gayet kıymettar bir nüshayı, aynen ve tam tamına muvafık gelmek şartıyla size yazdırıldı, yakında göndereceğim. Yanınızda yeni yazılan i’câz-ı Kur’âniye g gibi, bana bir nüsha lazımdır.
Fakat Hafızın kalemi oradaki mevcut tevafuku tamamen muhafaza edememiş Tevafukçu Hüsrev’in taht-ı nezaretinde, mâbeyninizde taksim edip, bana yadigâr bir i’câz-ı Kur’ânîyi mü¸tereken yazsanız çok iyi olur.
• • •
(14 Şevval 1352, Kanun-ı Sani, 1934)
Aziz, sıddık, müdakkik âhiret kardeşim ve mütefekkir ve hakikatli arkadaşım Refet Bey,
* Re’fet Bey’e vürud tarihidir.