Beyanat ve Tenvirler Beyanat ve Tenvirler

için, fasık bir adam güzel çobanlık edebilir; ayyaş bir adam, ayyaş olmadığı vakitte iyi saat yapabilir. İşte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem’ edenler, vezaife kifayet etmezler. Öyle ise, ya maharettir veya salahattir. Sanatta maharet ise, müreccahtır. Hem de, o sarhoş namazsızlar Jön Türk değiller, belki şeyn Türktürler; yani fena ve çirkin Türktürler, Genç Türklerin rafızîleridirler. Herşeyin bir rafızîsi var; hürriyetin rafızîsi de süfehadır.
Ey Türkler ve Kürtler! İnsaf ediniz. Bir Rafızî bir hadîse yanlış mana verse veya yanlış amel etse, acaba hadîsi inkar etmek mi lazımdır, yoksa o rafızîyi tahtie edip namus-u hadîsi muhafaza etmek mi lazımdır? Belki, hürriyet budur ki: Kanun-u adalet ve te’dibden başka hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukûku mahfuz kalsın, herkes harekat-ı meşr-asında şahane serbest olsun,

Bir kısmınız, Allah’ı bırakıp da bir kısmınızı ilahlaştırmasın.