Divan-ı Harb-i Örfi Onuncu Cinayet

Ey asâkir-i muvahhidîn! Otuz milyon Osmanlı ve üç yüz milyon İslâmın nâmusu ve haysiyeti ve saâdeti ve bayrak-ı tevhidi, bir cihette sizin itaatmıza vabestedir. Sizin zâbitleriniz bir günah ile kendi nefsine zulmetse, siz bu itaatsizlikle üç yüz milyon İslâma zarar ediyorsunuz. Zira bu itaatsizlikle uhuvvet-i İslâmiyeyi tehlikeye atıyorsunuı. Biliniz ki, asker ocağı cesîm ve muntaıam bir fabrikaya benzer. Bir çark itaatsizlik etse, bütün fabrika hercü merc olur. Asker neferatı siyasete karışmaz. Yeniçeriler şahittir. Siz Şeriat dersiniz, halbuki Şeriata muhalefet ediyorsunuz. Ve lekedar ediyorsunuz. Şeriatla, Kur’ân ile, hadis ile, hikmet ile, tecrübe ile sabittir ki; sağlam, dindar, hakperest ulü’I-emre itaat farzdır. Sizin ulü’l-emriniz, üstadınız, zâbitlerinizdir. Nasıl ki, mâhir mühendis, hâzık tabip bir cihette günahkâr olsalar, tıp ve hendeselerine zarar vermez. Kezâlik; münevverü’l-etkâr ve fenn-i harbe âşina, mektepli, hamiyetli, mü’min zâbitlerinizin bir cüz’î nâmeşrû hareketi için itaatınıza halel vermekle Osmanlılara ve İslâmlara zulmetmeyiniz! Zira, itaatsizlik yalnız bir zulüm değil, milyonlarca nüfusun hakkına bir nevi tecavüz demektir. Bilirsiniz ki, bu zamanda bayrak-ı